Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/472 E. 2018/9301 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/472
KARAR NO : 2018/9301
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

…..

Dava, 15.10.1986 tarihinin sigortalılık başlangıcı tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,……Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
…….verilen kararın, fer’i müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 15.10.1986 tarihinde işe başladığının ve en az 1 gün süre ile çalışmasının varlığının tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
……..vekili, davacının işe giriş bildirgesinin verildiğini ancak dönem bordrosu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davacı hakkında 15/10/1986 tarihinde tanzim edilen işe giriş bildirgesinde davacının işe alındığı tarihin 15/10/1986 olarak belirlendiği, işe giriş bildirgesinde sicil numarası bildirilen iş yerinin dahili davalıların murisine ait işyeri olduğunun ….. cevabi yazılarından açıkça anlaşıldığı,……..arafından davacı tarafından tanzim edilen sigorta sicil kartında davacının, sigortalı işe ilk defa girdiği tarihin 15/10/1986 olarak tespit edilmiş olduğu, davalıların murisi …’e ait iş yerinin 5510 sayılı Kanun kapsamına alındığı tarihin 15/10/1986 tarihi olduğunun …. kayıtları ile sabit bulunduğu, iş bu tarihin davacının çalıştığını iddia ettiği ve işe giriş bildirgesinde bildirilen 15/10/1986 tarihine karşılık geldiği, murise ait işyerinin kurum kayıtlarındaki mahiyetinin motorlu taşıtların tamiri işi olduğu, murise ait işyerinin müfettiş raporuna istinaden 15/10/1986 tarihi itibariyle kanun kapsamından çıkartıldığı, 03/09/2010 tarihinde iz yapılarak 31/12/2010 tarihli 554 Sayılı imha komisyon kararı ile murise ait işyeri dosyasının imha edildiği, bu nedenle mahkememizce istenilen iş yeri dosyasına ilişkin belgelerin gönderilemediği hususunun ……. Müdürlüğünün 25/11/2015 tarihli cevabi yazısı ile sabit olduğu, komşu işyeri tanığı ……beyanından davacının 15/10/1986 tarihi itibariyle dahili davalıların murisi …’e ait işyerinde çalıştığının anlaşıldığı, komşu işyeri tanığı…….bu konudaki beyanının dosya kapsamında bulunan ve kurum tarafından davacı hakkında tanzim edilen işe giriş bildirgesi ve sigorta giriş kartı ile de teyit edildiği anlaşıldığından, davacının murise ait işyerinde çalışmaya başladığı ve sigorta başlangıç tarihinin 15/10/1986 tarihi olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Fer’i müdahil kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın ispat edilemediğini, resen inceleme yapılarak kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
……., ilk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davalının işyeri dosyasının 31.12.2010 tarihli 554 sayılı İmha Komisyonu Kararı ile imha edildiğinden davacının işyeri özlük dosyasına ulaşılamadığı, yapılan araştırmalar neticesinde komşu işyeri market sahibinin vefat etmiş olduğu; Anayasal sosyal güvenlik hakkı kapsamında davacının kimlik bilgilerini içerir, yasal süresinde Kuruma intikal etmiş ve sahteliği de ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesinin bulunduğu, davacının aynı sigorta sicil numarasıyla çalışmasına devam ettiği, dinlenen tanıklardan komşu işyeri tanığı ……………her ne kadar davacının kardeşi ise de davacının işe girdiği dönemde davalı işyerine komşu işyeri çalışanı olduğunun diğer komşu işyeri çalışanları … ve …’nın beyanları ile de doğrulandığı, buna göre tanık beyanlarından, dava konusu dönemde fiili çalışmanın kanıtlandığı sonucuna varılmakla, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebeplerine göre, davanın kabulüne dair kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek fer’i müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer’i müdahil …. vekili, yetki ve zamanaşımı yönünden karara itiraz ettiğini, kamu tanıklarının verdikleri beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Sigorta başlangıcının tespiti istemine yönelik olarak yapılan incelemede;
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesikapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir.İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim,m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Sigortalılığın tespitinde, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunun da inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanması gerekmektedir.Bu amaçla; sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma veriliş tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, varsa imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olup sonraki dönemde gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı saptanmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinin nerede olduğu ve komşularının kimler olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması gerektiği, ayrıca tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılansigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir………
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, dinlenen tanıklardan ……..davacıyı tanımadıkları ya da hatırlayamadıkları yönünde beyanda bulundukları, davacının çalışmasını doğrulayan tek tanığın davacının kardeşi olan ve komşu işyeri tanığı olarak dinlenen …….olduğu, adı geçen tanık dışında davacının çalışmasını doğrulayan tanık bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu dönemdeki komşu işyerlerinin tespit edilerek, komşu işyeri bordro tanıkları tespit edilip dinlenilmeli ve mevcut deliller de irdelenerek davacıın işyerinde çalıştığı hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, fer’i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve……….. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : …….. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……..