Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/4630 E. 2019/337 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4630
KARAR NO : 2019/337
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

… adına Av. … ile 1-… 2-… aralarındaki dava hakkında … 22. İş Mahkemesinden verilen 10/09/2015 günlü ve 2014/751 E. – 2015/539 K. sayılı hükmün, davalılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Dosya üzerinde yapılan incelemede, gerekçeli kararın davalı …’in murisi …’e cezaevinde bulunduğu sırada usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmakla; adı geçenin hükümlü veya tutuklu olup olmadığı, hükümlü ise hükümlülük süresi, şartla veya bihakkın tahliye tarihleri belirlenip, Türk Medeni Kanunun 407. ve devamı maddeleri gereği bir yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergine vasi tayini gerektiğinden, hükümlülük süresi bir yıl veya daha fazla ise, anılan davalı murisine vasi tayin edilip edilmediği, edilmişse gerekçeli kararın vasisine yöntemince tebliğ edilmesi; vasi tayin edilmemiş ise, usulünce vasi tayininin sağlanarak aleyhe gıyabi hükmün vasiye tebliğinin sağlanması; hükümlülük süresi bir yıldan az ise veya tutuklu ise cezaevinde Tebligat Kanunun 19. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olduğu gözetilerek gerekli araştırma yapılmalı ve usulüne uygun yapılan tebligat uyarınca temyiz süresi geçtikten,
2-Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği vet adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosyadan, davalı murislerinden …, … ve …’e yapılan gıyabi hükme dair tebligatların, belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı şekilde, muhatabın adreste bulunup bulunmadığına ve haber verilen kimsenin olup olmadığına dair herhangi bir kayıt düşülmeksizin direkt olarak muhtara bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde yapılan tebligatların ise usulsüz olduğu anlaşılmakta olup, Mahkemece; gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, verilen gıyabi hükmün adı geçen davalı murisleri hakkında yapılacak araştırma ile adres kayıt sisteminde yazılı adreslerine Tebligat Kanunu’nun 16-17 ve 21. maddelerine göre usulünce tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.