Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/4561 E. 2019/5148 K. 18.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4561
KARAR NO : 2019/5148
KARAR TARİHİ : 18.06.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

KARAR

Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında bağlanan aylık koşullarının bulunmaması nedeniyle iptali sonucunda oluşan yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine dair karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Görev konusu, kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanunla kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101 inci maddesi, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini kurala bağlamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca; “Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). Fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Eldeki davada, bozmaya uyularak, genel mahkemelerin görevli olduğuna dair karar verilmiş ise de, infaza elverişli şekilde bir karar oluşturulmadığı gibi, görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususu ile birlikte HMK’nın 20 vd. maddelerine uygun şekilde tesis edilmiş bir kararın varlığından da bahsedilmesi olanaksız olup, belirtilen gereklere uygun olmayan şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlıklı 331. maddesindeki, “… (2) Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” Hükmünün de dikkate alınmaması da, isabetsiz olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün tamamen silinerek yerine; “1-Mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına, 2-Davacı Kurum harçtan muaf olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına ” hükmünün yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.