Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/4524 E. 2018/8646 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4524
KARAR NO : 2018/8646
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın davalılardan … yönünden reddine, diğer davalılar yönlerinden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, “…..Dava; 23.5.2001 tarihli iş kazasında, vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. ve 87.maddeleridir.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya iş yeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Somut olayda, davalılardan … ile Atıcı İnş. Tah. Tur. Zir. Ür. Teks. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. arasında, emanet usulünce akdedilmiş olan 17.4.2001 tarihli taşeron sözleşmesinin konusunun, muhtelif mahallelerde kanalizasyon inşaatı işi olduğu, kazanın … İnş. Tah. Tur. Zir. Ür. Teks. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. sigortalısının, kanal içinde büzü yerleştirip dışarıya çıkmak isterken toprak altında kalması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Temyiz edilmeden kesinleşen ilgili ceza dosyasında, … İnş. Tah. Tur. Zir. Ür. Teks. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. yetkilisi yanında …de görevli diğer üç davalının da ceza aldıkları belirgindir.
Mahkemece, su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi işletmek amacıyla oluşturulan ASKİ’nin, ihale makamı olup, olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı şeklinde değerlendirme yapan son kusur raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir.
Mahkemece yapılması gereken, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davalılar … ile … İnş. Tah. Tur. Zir. Ür. Teks. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. arasında asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığını araştırmak, bulunmadığı kanaatine varıldığı takdirde, davalı … yönünden 506 sayılı Yasanın 26/2 maddesi kapsamında araştırma yapmak, varılan sonuca göre gerektiğinde yeniden kusur incelemesi yaptırmaktır. ..….” hususları belirtilmiştir.
Mahkemece bozma sonrasında, Dairemizin bozma ilamını karşılamaya yetersiz bulunan bilirkişi raporuna dayalı olarak, verilen ilk hükümle, aynı doğrultuda ve aynı gerekçelerle davanın davalılardan … yönünden reddine, diğer davalılar yönlerinden kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda, … Genel Müdürlüğünün işin ihale makamı olduğundan bahisle, kusurunun olmadığının belirtilmesi suretiyle, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunu tekrarla aynı gerekçelere yer verilerek, … Genel Müdürlüğü ile … İnş. Tah. Tur. Zir. Ür. Teks. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisine yönelik, yeterli irdeleme yapılmadığı anlaşılmakla ise de; dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, davalılardan … Genel Müdürlüğünün asıl işveren olduğunun belirgin olduğunun anlaşılması karşısında, bu konuda yeniden kusur tespiti yaptırılarak ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.