Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/4308 E. 2018/9291 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4308
KARAR NO : 2018/9291
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 19.09.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemeler nedeniyle oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak karar verilmiş ise de, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Öncelikle çözülmesi gereken uyuşmazlık davalı ile kazalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinde, başka bir deyişle davalının işverenlik sıfatı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Önceki bozma ilamında da açıklandığı üzere; davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesine göre sorumluluk kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır.
506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt – asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
Dosya kapsamına göre, her ne kadar 22.02.2008 tarihli Kurum müfettiş raporunda işveren olarak davalı kabul edilmiş ise de, 25.08.2011 tarihli müfettiş raporunda Üsküdar 3. noterinin 28.08.1997 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz mal vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi içeriği değerlendirilerek, sözleşmede, davalı vakfın sahibi olduğu taşınmazın bir miktar hisse karşılığında bina inşaat etmeyi taahhüt eden dava dışı … İnş. Hafriyat Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. işveren olarak kabul edilmiş, işyerinin tescil tarihinin 28.08.1997 olarak düzeltilmesi, tescil tarihinden itibaren vakıf yerine işveren olarak dava dışı … İnş. Hafriyat Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına işlem görmesi, kazalının sigorta tescil tarihinin 19.09.2001 tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği kanaatinin bildirildiği, vergi denetmen raporunda da dava dışı şirketin davalı vakıf adına 1997 yılında bina inşaatı yapmaya başladığı, ilgili vergi dairesine bildirimde bulunmadığının tespit edildiği, sigortalı tarafından açılan tazminat davasında verilen kararın ise temyizin süresinde yapılmadığından bahisle verilen temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın incelenmesi üzerine, esastan inceleme yapılmaksızın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tarafları ve konusu farklı olan sigortalının açtığı tazminat dosyasında verilen kararın, rücuan tazminat davalarında kesin delil teşkil etmeyeceğinden, davalı vakıf ile dava dışı … İnş. Hafriyat Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin niteliği, diğer bir deyişle bina inşaatının yapımının davalı vakıf tarafından dava dışı şirkete anahtar teslimi verilip verilmediği yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirilmeli, davalı vakfın işverenlik sıfatı yoksa hakkında açılan davanın reddi gerektiği gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.