Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/3212 E. 2018/6820 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3212
KARAR NO : 2018/6820
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Dava,18.06.2006 tarihinde gerçekleşen trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve yapılan cenaze masrafının 506 sayılı Kanun uyarınca tahsili istemli olup; hükme esas alınan kusur raporunda, davalı işveren şirketin %70 oranında kusurlu olduğu, işveren vekili davalı …’in kusurunun şirket kusuru içinde değerlendirildiği, sürücü kazalının ise %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle, Mahkemece davalı … yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, davalı şirket yönünden ise kurum zararının %50 sine tekabül eden kısmı üzerinden talep gibi davanın kabulüne dair hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda davalı …’in kusurunun davalı şirket kusuru içerisinde değerlendirildiğinin belirtilmesine rağmen, davalı … yönünden kusur tespiti yapılmadığından bahisle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
Kabule göre de; davalı … yönünden kusur tespiti yapılmadığından reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
Mahkemece, davalı …’in kusurunu da irdeleyecek şekilde olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.