Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/3038 E. 2019/800 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3038
KARAR NO : 2019/800
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum, davalılardan …. İnş. ve Turizm Taah. Tic. Ltd. Şti. ve …vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 27.06.2007 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı kanunun 26. maddesidir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta ise de işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir.

Dosya kapsamından, davalı şirketin yapımını üstlendiği 3 katlı okul inşaatının 1. katında … ve davalı…. ile sıva işini yapan sigortalının kaza tarihinde, işlerini bitirdikten sonra iskeleden hep birlikte inmeye hazırlandıkları sırada, …. ile birlikte malzemelerini bırakıp iskeleden inecekleri esnada dengelerini kaybederek yaklaşık bir metre seksen santim yüksekliğindeki iskeleden aşağıya düşmeleri, ….’ın yere düşer düşmez ayağa kalktığı ancak sigortalının yaralanıp 4-5 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra ölümü ile sonuçlanan kazada,Mahkemece yeterince irdeleme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı ….’in işyerinde görevinin ne olduğunun belirlenerek meydana gelen olayda sorumluluğunun,iş kazasına ilişkin ceza davasında yargılanmadığı ve kusur atfedilmediği de gözönünde bulundurulmak suretiyle adı geçenin ve diğer davalıların kusur oran ve aidiyetleri; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan yeniden kusur raporu aldırılmak suretiyle maddi oluşa ve kanuna uygun olarak belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davacı Kurum ve davalılardan…. İnş. ve Turizm Taah. Tic. Ltd. Şti. ile …. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan… İnş. ve Turizm Taah. Tic. Ltd. Şti. ile Abdurrahman Demir’e iadesine, 06.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.