Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/2632 E. 2018/10665 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2632
KARAR NO : 2018/10665
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Asıl dava, yersiz olarak ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili, birleşen dava ise sigortalılığın iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davacı kurumun davasının reddine, davalı tarafından açılan ve birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı-birleşen dava davalısı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum vekili, davalının 01/05/1999 – 30/09/1999, 01/10/1999- 13/07/2001, 13/07/2001 – 31/12/2002 devrelerindeki 3 farklı işyerindeki çalışmalarının davalı Kurumca yapılan teftiş neticesinde düzenlenen müfettiş raporuna göre iptal edildiğini, bu nedenle ödenen aylıkların istirdadını talep etmiş, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 14.5.2012 tarih ve 2011/3162 E, 2012/8584 K sayılı kararıyla bozulmuş olup bozma ilamında “dava konusu dönemde davalı Kuruma bildirilen davacı çalışmalarının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle dava konusu çalışmaların iptaline dayanak olan Kurum müfettişi raporu celbedilmeli; sonrasında dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, gerektiğinde, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; müfettiş raporundaki anlatım ve tespitler ile yargılamada dinlenen tanıklar arasındaki çelişkiler titizlikle giderilerek; yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, davacının eğitimi ve mesleği ile işyerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, eldeki davayla ilgili olarak herhangi bir cezai takibat yapılıp yapılmadığı araştırılarak, varsa, eldeki davada bağlayıcı olabilecek maddi vakıa tespitinin sözkonusu olup olmadığı belirlenmeli ve böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir..” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri mahkemece tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bozmadan sonra davalı tarafından kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması talepli dava açılmış, açılan dava işbu dava ile birleştirilmiştir.
Davanın yasal dayanağını, 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi oluşturmaktadır. Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki davada, davalının (birleşen dava davacısının) tarihleri itibariyle hangi işverenler nezdinde ne iş yaptığı, işverenlerin hangi adreslerdeki işyerlerinde hangi işi icra ettiği,amir ve şeflerinin kim oldukları, ücretlerini kimden aldığı iptal edilen sürelerde bildirim yapılan işyerlerinde muhasebecilik yaptı ise hangi belgeleri oluşturduğu sorulmalı davacıya açıklattırılarak konu somutlaştırılmalı, ceza dosyası celbedilerek kesinleşen maddi olgular belirlenmeli, ceza dosyasında verilen ifadelerle bu dosyadan verilen ifadeler karşılaştırılmalı, çelişki varsa giderilmeli, deliller saptanmalı, Vergi Dairesinden ilgili işyerlerinin dava konusu döneme ait vergi kayıtlarında davacının imzası olan belgeler varsa celbedilmeli,Mahkemece, belirtilen şekilde yapılacak araştırma ile ve uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı-birleşen dava davalısı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.