YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2596
KARAR NO : 2018/9077
KARAR TARİHİ : 07.11.2018
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Dava, 13.08.2007 tarihinde gerçekleşen iş kazası sonucu vefat eden sigortalılar …..’in hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin 506 sayılı Kanun uyarınca tahsili istemli olup; hükme esas alınan kusur raporunda, davalı işveren şirketin % 60 oranında kusurlu olduğu, davalı …’ın % 20 oranında kusurlu olduğu, davalılar … ve …’in her birinin ayrı ayrı % 5 oranında kusurlu olduğu, kazalılar….n ise her birinin ayrı ayrı % 5 oranında kusurlu oldukları kabul edilmek suretiyle, Mahkemece kurum zararının % 90 davalılar kusuruna tekabül eden kısmı üzerinden talep gibi davanın kabulüne dair hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda dava konusu iş kazasında vefat eden kurum sigortalısı kazalılara verilen kusurlar ilgililerin şahsi kusuru olarak değerlendirilmiş olup ve fakat kazalı sigortalıların her birinin diğerinin olayındaki kusuru irdelenmemiştir. Mahkemece kazalı sigortalıların her birinin diğerinin olayındaki kusurunu da irdeleyecek şekilde kusur oran ve aidiyeti yönünden olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan … ve … vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … ve …’a iadesine, 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.