Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/2580 E. 2018/10943 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2580
KARAR NO : 2018/10943
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet ve prime esas kazanç tutarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın hizmet tespiti yönünden kısmen kabulüne, davalı … Taşımacılık ve Lojistik Tic. A.Ş yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı … Su San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6552 sayılı Kanun’un 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kurum’a resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi Kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde … Büyük Millet Meclisi’ne sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanun’a aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanun’un 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanun’un 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı, bu tarih sonrası açılan davalarda ise Kurumun sıfatının feri müdahil olduğu açıktır. Somut olayda, 11.09.2014 gününden önce açılan işbu davada kararı temyiz eden Kurumun taraf sıfatının hüküm başlığında feri müdahil olarak benimsenmesi hatalı olup Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi isabetsizdir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesinin yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1- Kararın başlığının Feri Müdahil kısmında yazılı olan “… il Müdürlüğü ” ibaresinin silinerek yerine, davalı “… Güvenlik Kurumu Başkanlığı ” ibaresinin yazılmasına,
2- Hükmün 4. fıkrasının silinerek yerine ” Hüküm tarihinde alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 21,15-TL harcın mahsubu ile noksan 14,75-TL karar ve ilam harcının davalı … Su San. Tic. Ltd. Şti’nden alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılmasına,
3- Hükmün 5. fıkrasının silinerek yerine ” Davacı tarafından yapılan toplam 1.744,45-TL yargılama giderinin takdiren 872,225-TL’sinin davalılar … Su San. Tic. Ltd. Şti ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına,
4- Hükmün 8. fıkrasının silinerek yerine ” Davacı, davada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …. gereğince hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı … Su San. Tic. Ltd. Şti. ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına,
5- Hükmün 9. fıkrasının silinerek yerine “Davalı … Su San. Tic. Ltd.Şti ve … davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen kısım bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan …. gereğince hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine” cümlesinin yazılmasına,
6-Hükmün son fıkrasının silinerek yerine ” Dair, davacı vekili ile davalı ReysaşTaş. ve Loj.Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … Su San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2018″ cümlesinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … Su San. Tic. Ltd. Şti.’ye iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.