Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/2472 E. 2019/285 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2472
KARAR NO : 2019/285
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, davacının, 01.10.2008 – 28.2.2011 tarihleri arası 5510 sayılı Yasaya tabi 4/1(a) sigortalısı olduğunun tespiti ile Kurum işleminin iptali ve yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1.2.2000 -28.02.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya ve 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine tabi, 2.6.2009 – 30.12.2012 tarihleri arasında ise kesintili 4/1(a) bendine tabi sigortalılığı bulunan davacının, 02.06.2009-28.02.2011 tarihleri arasındaki 4/1(a) sigortalılığının, 4/1(b) sigortalılığı ile çakışması sebebiyle ziraat odası kaydının devam etmesi ve önceden başlayan tarım bağkur sigortalılığı sebebiyle çakışan dönem 4/a sigortalılığının iptali nedeniyle eldeki davanın açıldığı Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde 5510 sayılı kanunun 6/ı bendinde belirtilen muafiyet kapsamına girdiği gerekçesiyle 27.4.2009 tarihinden sonra 4/b maddesi kapsamında siğortalı kabul edilmeyeceği ve 1.4.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
1-Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 …, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, bozma ilamına uyarak yapılan yargılama neticesinde muafiyet kapsamına girdiği gerekçesiyle iptal edilen 4/a sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine ilişkin karar isabetliyse de, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, yaşlılık aylığı yönünden davalı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine riayet edilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, 5510 sayılı kanunun 6/ı bendinde belirtilen muafiyet kapsamına girdiği gerekçesiyle çakışan dönemde 4/a sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş isede kurumca iptal edilen (2.6.2009-30.9.2009), (3.11.2009-31.12.2009) ve (11.3.2010-28.2.2011) tarihleri arası dönemlerin kararda belirtilmek suretiyle infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.1.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.