Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/2393 E. 2018/9375 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2393
KARAR NO : 2018/9375
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

…….

Dava, resen tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali ile ödenen tutarın faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosya kapsamı incelendiğinde, davalı Kurum müfettişi tarafından davacı şirkette çalıştığı tespit edilen dahili davalılar için, Kurumca resen prim tahakkuk ettirildiği, itirazın reddedilmesi üzerine söz konusu tutarın ödendiği ve faiziyle iadesi için işbu davanın açıldığı, mahkemece, dahili davalıların beyanı, hizmet akdi unsurları ve idari para cezasının iptaline yönelik idare mahkemesi kararı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırmaya dayalıdır.
Dava, dahili davalıların davacı şirkette çalışmadığının tespiti istemini içermekte olduğundan, söz konusu davanın kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında mahkemece, gerek davacı şirkette ve gerekse de dava dışı …… de ilgili dönemlerde davalılar dışında bordrolu olarak çalışanların tespit yoluna gidilerek beyanlarına başvurulmalı, yine dahili davalılardan … ve …’nun ihtilaflı dönemde dava dışı başka işyerlerinden bildirimi olduğu gözetilerek bu işyerlerinin de söz konusu bordroları ikmal edilerek belirtilen dahili davalılar yönünden bordrolu tanık dinlenilmeli, gerektiğinde söz konusu işyerlerine komşu işyeri ilgili dönem bordrolu çalışanları tespit edilerek beyanları alınmalı, varsa tarafların bu konuda delilleri ikmal edilmeli, diğer taraftan her ne kadar Veli Kaya yönünden adresine ulaşılamaması ve davacı tarafça açık kimlik bilgilerinin bilinmemesi nedeniyle davanın tebliğinden vazgeçilmiş ise de, bu konuda tespiti yapan davalı Kurumdan ayrıntılı açıklama istenilerek kimlik tespiti ve sonrasında davanın tebliği yoluna gidilmelidir.
2-Dahili davalıların ihtilaflı dönemde gerek dava dış……. de ve gerekse de … ve …’nın dava dışı başka işyerlerinden bildirimlerinin bulunduğu belirgin olmakla, mahkemece verilecek hüküm bu dava dışı işyerlerinin hak alanını da ilgilendireceğinden, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinin “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü uyarınca, dava dışı şirketlere usulüne uygun şekilde husumet yöneltilmeli, ilgili şirketlerin göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de, iadesine karar verilen tutara ilişkin ödeme evrakı ikmal edilerek faiz başlangıç tarihinin belirlenmemesi yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…….