Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/2342 E. 2018/9583 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2342
KARAR NO : 2018/9583
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, davacı Kurum’un, iş kazası sonucu sigortalı Mehmet Köse’nin 27.11.2006 tarihinde ölümü dolayısı ile sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücu’an ödetilmesini talebi ve tahsiline karar verilmesini istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davalı-alt işveren yönünden davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Ceza dosyasında birden fazla kişinin ölümüne sebep olmaktan sanık … ve…hakkında kesinleşen mahkumiyet kararı dikkate alınarak bir miktar kusur atfedilmesi, ayrıca davalı işveren … Elektrik A.Ş. ve alt işveren …… Ürünleri Pet. Elekt. Had. Tem. Ür. Nak. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkisi irdelenip, aynı kaza ile ilgili birden fazla sigortalının öldüğü sabit olmakla açılan rücu davalarındaki kusur raporları gözetlenip tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin belirmesi için uzman bilirkişi heyetinden kusur raporunun aldırılması, sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk Peşin sermaye değerli gelirlerin sorularak çelişki ve farklılıkların giderilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK.’nun 166’ncı (Mülga HUMK. nun 45’inci) maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmesi mümkün olup, davaların birleştirilmesi sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurur. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.
Somut uyuşmazlıkta, sigortalı Mehmet Köse’nin 27.11.2006 tarihinde ölümünden dolayı aynı olayla ilgili olarak davacı Kurum tarafından asıl işveren ve alt işverene karşı kurumca ödenen gelirlerden dolayı iki ayrı dava açtığı davacı vekilinin birleştirme talebinin dikkate alınarak usul hükümleri uyarınca ikinci açılan 2014/774 Esas sayılı dosyanın 2014 /824 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 167. maddesinde: “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca usul hukukumuzda davaların birleştirilmesi ve ayrılması kurumlarının getirilmesi nedeni davaların gereksiz yere uzamasını önlemek, az masrafla ve az zamanda sonuçlanmasını, sağlamaktadır.
Ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile limtited şirketinin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; anılan Hukuk Genel Kurulu kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; hakkındaki davada kabule karar verilen davalılardan …… Ürünleri Pet. Elekt. Had. Tem. Ür. Nak. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 6102 sayılı Yasa’nın Geçici 7’nci maddesine istinaden re’sen terkin edildiği, bu durumda taraf ehliyeti bulunmayan davalı şirket aleyhine karar verildiği anlaşılmış olmakla, davalı şirketler hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve infazı mümkün olmayacak şekilde, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair hususlar incelenmeksizin 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.