Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/1374 E. 2018/6728 K. 18.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1374
KARAR NO : 2018/6728
KARAR TARİHİ : 18.09.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz yoluna başvuran taraflar vekillerinin sair itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; 22.01.2009 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan iş kazası ölüm gelirinin işverenden tazmini amaçlı açılmıştır. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21/1 ve 21/5 (son cümle) maddesidir.
Eldeki davada, Kurumun davalı işverene rücu edebileceği tazminat miktarının belirlenebilmesi için; 21/1 bendindeki ” “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenleme ile rücu engellerinden ikincisini düzenleyen 21/5 bendinin son cümlesindeki “Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilemez.” düzenlemeler kapsamında bir değerlendirme yapılmalıdır.
Dava konusu iş kazası; 22.01.2009 tarihinde iş yerinde rahatsızlanan sigortalı …’ün, aynı işyerinde çalışan şoför işçi Hacı İbrahim Kaya tarafından, iş yerinin aracı ile hastaneye götürülürken geçirilen trafik kazası sonucu her iki işçinin ölmesi ile sonuçlanan bir kazadır. Mahkemece hükme esas alınan 19.09.2014 tarihli kusur raporunda, ölen şoför sigortalı Hacı İbrahim Kaya % 90, davalı işveren ise % 10 kusurlu bulunmuştur. Mahkemece bu kusur oranlarına göre, isabetli olarak yüksek çıkan gerçek zarar tutarlarına göre değil, ilk peşin sermaye değerlerine göre hüküm kurulmuş ise de, işverenin % 10 kusuruna tekabül eden 7.082,22 TL’ye dava dışı aynı iş kazasında vefat eden Hacı İbrahim Kaya’nın kusuru karşılığı 3.187,00 TL’nin de eklenmesi isabetsizdir. Çünkü burada rücu engeli söz konusudur.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı … Borçlar Kanunun 61. maddede, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı, 62. maddede, tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğunun göz önünde tutulacağı, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olacağı bildirilmiştir.
Müteselsil borç, birden çok borçlunun alacaklıya karşı borcun tümünden sorumlu olduğu, alacaklının tamamen veya kısmen edayı her bir borçludan isteyebildiği, eda tamamen yerine getirilinceye dek borçluların sorumluluklarının süregeldiği, her borçlunun iç ilişkideki payına bakılmaksızın borcun tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu, borçlulardan birinin borcu ödemesi durumunda diğerlerinin de alacaklıya karşı borçtan kurtulduğu, borcun, her bir borçlu yönünden tali değil asli nitelik taşıdığı, alacaklı karşısında birden çok borç ve borçlunun bulunduğu borç ilişkisidir. Bu ilişkide ifa, asıl alacağı ortadan kaldırmayıp alacak hakkı, ödeme yapmak suretiyle rücu hakkını kazanan borçluya geçtiğinden, anılan borçlu, alacaklının halefi olarak diğerlerine rücu edebilmektedir. İş kazası veya meslek hastalığına birlikte neden olan sorumlular işveren ve üçüncü kişi olsa idi, yapılan harcama ve ödemeler yönünden ayrık bir durum söz konusu olmadığından, toplam kusurlarına düşen ödemelerden müteselsilen sorumluluklarına hükmedilecekti. Ancak burada rücu engeli bulunduğu için yani müteselsil sorumluların iç ilişkide diğer sorumlulara, Yasada belirtilen sorumsuzluk hali/rücu engeli nedeniyle müracaat edemeyecek olmaları nedeniyle, bu kişiler yönünden de o oranla sorumlu olmayacakları sonucu çıkmalıdır. Dolaysıyla burada, davalı işveren, yasa gereği, iç ilişkide diğer kusurlu işçi, ölen Hacı İbrahim Kaya’nın hak sahiplerine rücu edemeyeceğinden, bu kişiye ait kusurdan da sorumlu tutulmamalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; 21/son düzenlemesi gereği, rücu edilemeyecek kısımdan diğer davalı da faydalanacağından, hükme esas alınan kusur raporu doğrultusunda davalı işveren kusuruna tekabül eden kusur karşılığı ilk peşin sermaye değerinin davalıdan tahsiline karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18/09/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.