YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1090
KARAR NO : 2019/54
KARAR TARİHİ : 14.01.2019
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 25.11.2006 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden doğan kurum zararının 506 sayılı Kanunun, 9., 10., ve 26 ncı maddelerine göre rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun, 26 ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı, hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesinin 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile, 26 ncı maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün, Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş bulunması, Anayasanın 153 üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 76 ncı maddesi uyarınca, yürürlükteki yasaları tatbik etmekle yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması, 26 ncı maddedeki anılan cümlenin iptali ile, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda; Davacı kurum 25.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve sosyal yardım zammından oluşan kurum zararının toplamda 30.674,02 TL olmasına rağmen, dava dilekçesinde, değer artışlı peşin sermaye değerli gelir ve sosyal yardım zammından oluştuğu anlaşılan 32.171,66 TL kurum zararının olduğunu beyan etmekle birlikte, asıl davada verdiği ıslah dilekçesi ile, ilk peşin sermaye değerli gelir ve sosyal yardım zammından oluşan kurum zararının %80 kusur karşılığına tekabül eden 24.539,21 TL’sinin, bozma sonrası birleşen davada ise; değer artışlı peşin sermaye değerli gelir esas alınmak suretiyle, bakiye %10 kusur karşılığı olmak üzere 4.415,23 TL’nın davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile; birleşen dava yönünden, ilk peşin sermaye değerli gelir yerine talep gibi gelirdeki artışlar esas alınmak suretiyle, davanın kabulü ile kurum alacağına hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 2. paragrafınının silinerek, yerine;
“2-Birleşen dosya yönünden (Mahkememizin 2017/195 Esas sayılı dosyası)
A-Davanın kısmen kabulü ile, kurum zararı olan 3.067,40 TL’nin gelirlerin onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline,”
Hükmün 4. paragrafınının a,b ve c bentleri silinerek, yerine;
“4-Birleşen Dosya yönünden (Mahkememizin 2017/195 Esas sayılı dosyası)
a)Alınması gerekli karar ve ilam harcı 209,53 TL’nin, davalı … Reklam San.ve Tic. Ltd şirketinden tahsiline,
b)Davacı SGK tarafından herhangi bir yargılama gideri sarf edilmemesi nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
c)Davacı SGK lehine takdir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı … Reklam San. ve Tic. Ltd şirketinden alınarak davacı SGK’na verilmesine,
ç)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden 1.980,00 TL avukatlık ücret tarifesi göre hesap edilen avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.