Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/6513 E. 2018/7418 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6513
KARAR NO : 2018/7418
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde bozma ilamına uyarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; Davacının davalı nezdinde 01.05.1992 – 13.10.2008 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitini talep ettiği, mahkemece ilk kararında talep gibi kabule karar verildiği, davalı Kurumun temyizi üzerine Dairemizin 24.05.2013 tarihli ilamı ile davalıya ait işyerlerinin tespit edilmesi, komşu işyeri ile bordro tanıklarının dinlenilmesi ve 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinin uygulanması gerektiği yönlerinden bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davalı … adına tescilli 05.03.2003 – 31.10.2008 tarihleri arasında kanun kapsamında olan 2357 sicil sayılı, 06.07.1993 tarihinde kanun kapsamına alınmış … sicil nolu işyeri ve 15.05.2000 – 31.12.2001 tarihleri arasında 5895 sicil sayılı işyerlerinin bulunduğu, davacının 10.03.2008 – 30.09.2008 tarihleri arasında 2357 sicil nolu işyerinden bildiriminin olduğu, 12.12.1994 tarihinde Kurumun kontrol memurlarınca tutulan durum tespit tutanağında 5173 sicil nolu işyerinde sigortasız çalışan işçilerin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargitay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usuli kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurma zorunluluğunu getirir.
Somut davada; Dairemiz bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de bozma gereği yerine getirilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulduğu görülmektedir. Bozma ilamından sonra dinlenen …’nın 2004/12 – 2008/10 ayları arasında, …’ın 2001 – 2008 yılları arasında davalıya ait işyerlerinden bildirimlerinin olduğu, dosya kapsamında dinlenen diğer tanıkların ise bildirimlerinin olmadığı, 06.07.1993 tarihinde kanun kapsamına alınan 5173 sicil nolu işyerine ait 1993/1-2003/3 dönemiyle ilgili dönem bordroları celp edilmiş ise de bordrolarda hiç bildirim yapılmadığı anlaşılmakla 12.12.1994 tarihli durum tespit tutanağında adı geçen çalışanlardan, aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı kişilerden re’sen saptanacak tanıkların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bu şekilde sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu yeterince araştırılmalı; toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.