Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/520 E. 2017/2050 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/520
KARAR NO : 2017/2050
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
Dairemizin önceki bozma ilamında belirtildiği gibi, peşin değer, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılan ödemeler yanında, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin, maddenin öngördüğü koşullara bağlı olarak, işveren, ya da, üçüncü kişilerden tazmini olanağını öngörmüştür.
506 sayılı Yasanın 92. maddesinin 2. fıkrasında “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır….” hükmüne, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. Fıkrasının (c) bendinde ise “Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.” hükmüne yer verilmiş, eldeki davada, sigortalıya 01.09.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması nedeni ile peşin sermaye değerli gelir miktarının belirlenmesinde esas alınan gelirin yarısı ödenmeye başlanmıştır.
İş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremez hale gelmesi nedeni ile bağlanan peşin sermaye değerli gelirin hesabındaki temel unsurlardan olan gelir miktarında, sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanması sonucu anılan yasal düzenlemelere dayanan değişim, 506 sayılı Yasanın 96/3 maddesindeki ayrık durum dışında, bağlanan peşin sermaye değerli gelir ile buna bağlı olarak tazmini gereken tutarın da değişmesine neden olduğundan; tazmin sorumluluk sınırlarının, gelir miktarındaki anılan yasal düzenlemeye göre gerçekleşen değişim gözetilerek belirlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesine göre bağlanması gereken miktara göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtan itibaren fazladan (506 sayılı Yasanın 92 ve 5510 sayılı Yasanın 54. maddeleri uygulaması sonucu) ödenen fark gelirlerin, yeni gelir tutarı üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gerekecek; faiz başlangıç tarihi olarak da, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği sürecektir.
Dava konusu edilen peşin sermaye değerli gelirin tazmini mümkün tutarının, gelir miktarındaki anılan yasal düzenlemeye bağlı olarak, yukarıda sıralanan ilkeler ışığında belirlenmesi gereği üzerinde durulmaksızın ve anılan ilkeler çerçevesinde Kurumdan gelirin ilk peşin sermaye değeri ve fiili ödeme tutarları sorularak, tazmini gereken miktar belirlenmeksizin, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ilk kararı temyiz etmeyen davalı yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.