Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/4981 E. 2017/7767 K. 09.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4981
KARAR NO : 2017/7767
KARAR TARİHİ : 09.11.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, ilgili prim tevkifatlarının davacıya aidiyetinin ve 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılan ödemelerin geçerli bulunduğunun tespiti ist… ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Nihai amacı sigortalılık tespitine dair olan davada yapılan yargılama sonunda, sebze-meyve komisyoncusu… tarafından 1997 yılı 3. ayında ve 1999 yılı 5. ayında yapılan kesintilerin davacıya ait bulunduğunun tespitine karar verilmiş ise de; bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, tanık sözlerinden ayrı olarak işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği bulunmaktadır.
Anılan aidiyete dair verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Dairemizin 12.05.2015 tarih ve 2015/5310 esas sayılı bozma ilamında, ilgili nüfus kayıtlarından hayatta olduğu anlaşılan 1950 doğumlu …’in de dava konusu hakkında bilgisine başvurulmalı, gerekçesi ile de karar bozulmuş olmakla, bozma ilamından sonra bu bozma gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamından önce tanık sıfatı ile ifadesine başvurulan …’in kimlik bilgileri …oğlu 1951 doğumlu olarak tepit edildiği, dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre ise davacı dışında sağ olan …’in ise… ve… oğlu 12.04.1950 doğumlu … olduğu, diğer …’in ise… ve … 05.03.1931 doğumlu olduğu ve 1954 te öldüğü anlaşılmakla,… ve… oğlu 12.04.1950 doğumlu …’in tanık sıfatı ile dinlenildikten sonra oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken, bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozma nedenidir.
2- Davacı hakkında anılan kesintiler esas alınarak önce 01.4.1997’den devam eder şekilde geriye dönük Tarım Bağ-Kur sigortalılığı tescil işlemi yaptığı, 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarını tahsil ettiği, sonrasında ortaya çıkan aidiyet sorunu sebebiyle anılan işlemlerin kurum tarafından iptal edildiği anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Mahkemece ”Tüm yukarıda açıklananlara, bozma ilamın doğrultusunda yapılan araştırmaya, bilirkişi ek raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;Kuruma sunulan… tarafından bildirilen tevkifat listesinde 1997/3, 1999/5 tarihli kesintilerde belirtilen … isimli kişinin davacı …ve … oğlu 05/02/1955 …doğumlu davacı … olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.” gerekçesi ile ”Kuruma sunulan… tarafından bildirilen tevkifat listesinde 1997/3, 1999/5 tarihli kesintilerde belirtilen … isimli kişinin davacı …ve … oğlu 05/02/1955 …doğumlu davacı … olduğunun tespitine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının ilk ödemeyi 28.06.2011 yılında yaptığını, daha öncesinde sigortalılık iradesini ortaya koyacak ödemenin olmadığını, tescil için başvuru olmadığı belirtilmiştir. Ancak mahkemenin bu kararı infaza elverişli bir karar değildir. Davacının hangi dönmelerde tarım bağkur sigortalısı olduğu ortaya konacak şekilde hüküm tesis edilmemiştir.
… in dinlenmesinden sonra aidiyet hususunda davacı lehine karar tesis edilmesi halinde, anılan ilk bozma ilamı doğrultusunda tarımsal faaliyetin varlığı araştırılmalı ve davacının hangi dönemlerde Tarım Bağ-Kur’lu olduğu hangi döneme ilişkin talebinin kabul görmediği infaza elverişli bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davacının 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, sigortalılık süresine dair yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmeli, anılan süreye dair 6111 sayılı Kanun kapsamındaki ödemeler davacı tarafından iade alınmamışsa geçerli sayılmalıdır. Tüm bunlar tespit edildikten sonra infaza elverişli bir hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen, hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece eksik inceleme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09/11/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.