Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/4932 E. 2017/6583 K. 10.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4932
KARAR NO : 2017/6583
KARAR TARİHİ : 10.10.2017

Bölge Adliye Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Davacı tarafından, 10.10.1992 tarihindeki bir günlük çalışmanın tespiti amacıyla açılan davanın yargılaması sonucu, … 1. İş Mahkemesince istemin kabulüne dair verilen hükme karşı Fer’i Müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilince istinaf yoluna başvurulması ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi fer’i müdahil Kurum vekilince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

I-İSTEM
Davacı, 10.10.1992 tarihindeki bir günlük çalışmanın tespitini istemiştir.

II-CEVAP
… vekili, son celsedeki beyanıyla aleyhe hususları kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.

III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davalı Kurum’un fer’i müdahil durumunda bulunduğunu beyanla istemin kabulüyle, davacının davalı işverene ait işyerinden Kuruma verilen işe giriş bildirgesinde yazılı olduğu gibi 10.10.1992 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar vermiştir.

Fer’i Müdahil vekilince süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle, çalışmanın ispat edilemediği, hak düşürücü süreye uğradığı, hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak istemin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
B-BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesi 23.06.2017 gün ve 2017/1082-820 sayılı ilamı ile; … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
… avukatı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.

V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114’üncü maddesi “(1) Dava şartları şunlardır:
a) … mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” Hükmünü içerirken, aynı yasanın dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115’inci maddesi ise,
“Dava şartlarının incelenmesi
Madde 115- (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü içerir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nun 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, kanun yollarından istinafa ilişkin sekizinci kısmın birinci bölümünde “Duruşma yapılmadan verilecek kararları” düzenleyen 353.maddesi, dava şartlarına aykırılık bulunması halinde bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verebileceğini öngörmüştür.
6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
Buna karşın, eldeki dava, kanun koyucunun gerçekleştirdiği düzenlemede öngörülen hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti değil, işverence yasal süresinde verilmekle zorunlu sigortalılık tescilinin dayanağını oluşturan bildirgede işe giriş günü olarak yazılı tarihin 1 günlük çalışma süresinin geçerliliğinin tespiti niteliğinde olduğundan 5521 sayılı Kanunun 7/4. maddesi kapsamı dışında bulunduğu belirgin olmakla, mahkemece davalı Kurumun Fer’î Müdahil olarak kabul etmesi isabetsizdir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki açıklamalar ışığında; uyuşmazlığa ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumunun davada fer’i müdahil olarak değil, davalı taraf olarak yer alması gerekeceğinden; mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumu’na usulünce husumet yöneltmesi için önel vererek sürdürülecek yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, fer’i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.