Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/4182 E. 2018/10272 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4182
KARAR NO : 2018/10272
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

İlk Derece Mahkemesi : … 3. İş Mahkemesi

Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında bağlanan emekli aylığının iptali ile münhasıran vakıf hizmetlerine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; 5434 sayılı Ysa kapsamında bağlanan emekli aylığının iptali ile münhasıran vakıf hizmetlerine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vakıf vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirtmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile,
Davalı … tarafından davacıya 15.06.2015 tarihinden itibaren bağlanmış olan emekli aylık işleminin iptali ile hizmet birleştirmesi uygulanmaksızın müstakilen Mülga 506 sayılı Ysanın geçici 20.maddesine tabi 5712 gün vakıf hizmeti üzerinden Mülga 506 sayılı Ysanın 4759 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik geçici 81.maddesi B/(g) alt bendine göre 01.06.2015 tarihinden itibaren davalı vakıf tarafından yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
2829 sayılı Yasanın amacı dikkate alındığında, davalı … tarafından davacıya 01/06/2015 tarihinden itibaren bağlanmış olan emekli aylık işleminin iptali ile hizmet birleştirmesi uygulanmaksızın müstakilen mülga 506 sayılı Yasanın geçici 20. maddesine tabi 7201 gün vakıf hizmetinden mülga 506 sayılı Yasanın 4759 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik geçici 81. maddesinin B-g alt bendi uyarınca davalı vakıf tarafından yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine dair Mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde bulunarak istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vakıf vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamına göre mahkemenin, münhasıran davalı vakıfta geçen hizmetler dikkate alınarak aylık bağlama kararı yerinde ise de, esasen 5434 sayılı Yasa kapsamında bağlanan aylığın iptali, davalı vakıf tarafından bağlanması gereken aylığın doğal sonucu olmakla birlikte bu husus yönünden görevli yargı yerinin idari yargı olduğunun gözetilmemesi yerinde görülmemiştir.
Mahkemelerin görevi ve yargı yolu “yasa” ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.(HMK 1. madde)
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Kanunun, 5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki hizmetler dikkate alınarak 5434 sayılı Yasa kapsamında emekli aylığı bağlanan davacının, bağlanan bu aylığın iptali istemi, 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmamakta olup, buna göre 5510 sayılı Kanunun 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Bu yönde görevin idari yargıya ait olduğunun belirgin olması karşısında, “yargı yolu yanlışlığı nedeniyle 5434 sayılı Yasa kapsamında bağlanan aylığın iptali istemi yönünden dava dilekçesinin reddine” karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, davacının vakıf hizmetleri toplamı 5175 gün olduğu halde, … Bölge Adliye Mahkemesince bu sürenin sehven maddi hataya dayalı olarak 7201 gün olarak gösterilmesi isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı T.C. Ziraat Bankası ve T.Halk Bankası Mensupları Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı’na iadesine, 05.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.