Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/3937 E. 2017/7747 K. 09.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3937
KARAR NO : 2017/7747
KARAR TARİHİ : 09.11.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, borçlu olunmadığının tespiti ile gayrimenkul üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “….dava dışı …Paketlenmiş Kireç Sanayi A.Ş. hakkında 2012/2,3,4 dönemine ilişkin işsizlik ve prim borcu nedeniyle 2012/16557 ve 2012/16558 takip no’lu dosyalardan icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirlerinin 10.10.2012 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması ve ödeme emri tebliğ edilmeden haciz uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerektiği….” belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinin 1. fıkrasında, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı belirtilmiş, anılan maddenin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, dava dışı …Paketlenmiş Kireç Sanayi A.Ş.’ye 31.8.2009 tarihinde 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, murahhas üye olmadığını, şirketi temsil ve imzaya yetkili olmadığı ve borçlu olmadığının tespiti ile gayrimenkuller üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği Mahkemece, yönetim kurulu üyesi davacının dava dışı şirketin prim borcundan dolayı sorumlu olduğu yönünde gerekçe kısmında bir belirleme yapıldığı halde, hüküm kısmında borçlu olup olmadığı yönünde karar verilmeksizin davanın kabulü ile davacının gayrimenkulleri üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilerek hüküm fıkrası oluşturulduğu, bu anlamda hüküm kendi içerisinde çelişki oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, hükmün infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde davacının dava dışı …Paketlenmiş Kireç Sanayi A.Ş.’nin prim borcundan dolayı sorumlu olup olmadığının 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi ve Türk Ticaret Kanunun ilgili kanun maddeleri kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 09/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.