Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/3758 E. 2018/8045 K. 16.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3758
KARAR NO : 2018/8045
KARAR TARİHİ : 16.10.2018

Bölge Adliye Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Dava, aksi Kurum işleminin iptali ile davacının talep tarihinde … vatandaşı olma şartı aranmaksızın, murisinin yurtdışında borçlanmaya esas sürelerini, 3201 sayılı Kanuna göre hak sahibi sıfatıyla borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının ölen eşi … hakkında hak sahibi olarak eşi üzerinden dul aylığı alabilmek için kuruma 14/11/2014 de başvurarak hizmet borçlanması talebinde bulunduğunu, eşinin 01/01/1980 ve sonrasında yurt dışında geçen 1800 günlük çalışma süresi için borçlanma istediği , talebin kurum tarafından davacının talep tarihinde … vatandaşı olmaması sebebi ile 25/12/2014 de reddedildiğini, 5221 sayılı Yasanın 1 maddesi ile değişik 403 sayılı Yasanın 29. maddesinde doğma … vatandaşı olanların ve Bakanlıkça vatandaşlıktan çıkma izni alanların sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış haklarının saklı kalıp … vatandaşı ile tanınan haklardan aynen yararlanacaklarının düzenlendiği, 5901 sayılı Yasanın 28. Maddesinde de benzer düzenleme olduğunu belirterek kurum işleminin hatalı olduğunu, davacının da izin ile … vatandaşlığından çıktığını belirtip 3201 sayılı Yasa gereği borçlanma talebinin reddine ilişkin kurum işleminin iptali ve eşi için 1800 günlük borçlanabileceğinin tespitini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, husumet, hak düşürücü süre ve yetki, itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Dava, davacının muris eşinin yurt dışındaki çalışmaları bakımından 3201 sayılı Yasa gereği hizmet borçlanması yapıp yapamayacağına ilişkindir. Yurt dışı çalışmaları bakımından çalışan kişinin ve onun adına hak sahiplerinin borçlanma, intibak, aylık talebi gibi işlemleri bakımından talepte bulunabilecekleri ve durumun 3201 sayılı Yasa ile 403 sayılı Yasa üzerinden değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Borçlanma hakkı çalışan kişinin durumuna göre değerlendirilir. Mirasçı hak sahibinin … vatandaşı olup olmadığının talebin değerlendirilmesi bakımından hiç bir önemi yoktur. Mirasçı hak sahibi doğumdan itibaren … vatandaşı olmasa bile sonradan vatandaşlığı kaybetmiş, doğum ile … vatandaşı eşi, annesi ve babası hakkında 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma işlemi yapılmasını talep edebilir. İşleme konu çalışma talepçinin değil murisine aittir. Bu itibar ile kurumun genelgeyi gerekçe göstererek talepte bulunan hak sahibinin de … vatandaşı olup olmadığına göre işlem yapması yasal değildir. Dosyaya sunulan emsal kararda muris izin ile … vatandaşlığını kaybetmiş kişi olup, murisin … vatandaşlığını kaybettiği tarihe kadar geçen çalışmalar için borçlanma yapabileceği belirtilmiştir. Mahkememizdeki olayda ise kurum murisin durumundan önce davacının durumuna göre … vatandaşı olmamasından bahisle talebi reddetmiştir. Bu işlem açıkça yukarıda açıklandığı üzere yasaya aykırıdır. Talebin yurt dışında çalışan murisin durumuna göre belirlenmesi gerektiği gibi emsal kararda açıklandığı üzere muris vatandaşlığı kaybetmiş bile olsa 403 sayılı Yasa gereği vatandaşlığı kaybettiği tarihe kadar geçen çalışmalar yine borçlanılabilir. Kaldı ki eldeki dosyada muris … vatandaşlığından hiç çıkamamıştır. Sağ olsa idi … vatandaşı gibi işlem görecek ve tüm süresini borçlanabilecek olan … ‘un hak sahibi davacının kısmi süreli yurt dışı çalışma borçlanma talebinin reddi hem murisin durumu hem de talepçi davacının durumları bakımından iki yönden de yasaya aykırıdır. Borçlanma talebinin kabul edilmesi gerektiğinden kurum işleminin iptali ve davacı talebinin kabulüne dair karar verilmiştir.
İstinaf Sebepleri: Davalı Kurum istinaf yolu ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 27.04.2017 günlü ilamı ile, Dava, davacının muris eşinin yurt dışındaki çalışmaları bakımından 3201 sayılı Yasa gereği hizmet borçlanması yapma hakkı olup olmadığına ilişkindir.
Davacının murisine ait …’da işçi olarak çalıştığı sürelerin borçlanması amacıyla davalı kuruma müracaat ettiği, davalı kurumun ise bu müracaat üzerine yapılan incelemede davacının müracaat tarihinde … Vatandaşı olmadığından dolayı talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacının 17.04.2001 tarihinde aldığı belge ile Bakanlar Kurulu iznine dayalı olarak … vatandaşlığından çıktığı; ancak muris sigortalı …’in … vatandaşlığını hiç kaybetmediği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun kapsamında muris ve sigortalının yurtdışındaki borçlanmaya esas süreleri borçlanabilmesi için anılan Kanun ve uygulama yönetmeliğinde, borçlanma tarihinde … vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiş ise de 403 sayılı mülga … Vatandaşlığı Kanunu’nun 29 ve 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı … Vatandaşlığı Kanunu’nun 28’inci maddesindeki yasal düzenlemelerle, … vatandaşı olup da vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş ve anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla … vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri; bu kişilerin kazanılmış haklarının korunacağı belirtilmiştir. Bu nedenle davacı, murisi sigortalı …’un yurtdışındaki hizmet sürelerini borçlanma hakkına sahiptir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ EDEN:
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı davalı Kurum avukatı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar, davalı Kurum avukatı tarafından, davacı hakkında yapılan işlemlerde herhangi bir yanlışlık bulunmadığını ve Kurumca bu yönde yapılan işlemlerin yerinde olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, borçlanma talebi yönünden, davacının murisinin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini davacının hak sahibi sıfatıyla ve talep tarihinde … vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine yönelik infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile … 37. … Mahkemesinin 07.12.2016 tarihli hükmünün ilk fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine;
“Davanın kabulü ile davacının talep tarihinde … vatandaşı olma şartı aranmaksızın, murisi eşinin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine,”sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 16.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.