Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/3632 E. 2019/4983 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3632
KARAR NO : 2019/4983
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … Belediye Başkanlığı vekili ve feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı … Belediye Başkanlığı vekili ve feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının… köyünde 2003 yılı Mart ayında 4081 sayılı Yasa kapsamında koruma bekçisi olarak işe başladığını, 13/02/2009 tarihine kadar koruma bekçisi olarak, 13/02/2009 tarihinden 01/06/2014 tarihine kadar hem koruma bekçisi hem de köy bekçisi olarak çalıştığını, ancak kendisine bekçi cüzdanı ve ilçe jandarma komutanı tarafından silah ve mühimmata ait teslim mazbatası verilmesine rağmen hizmetinin Kuruma bildirilmediğini, ücretinin davalı yanında salma tabir edilen köylüden toplanan para karşılığında ödendiğini ve asgari ücret kabul edilmesi gerektiğini belirterek “davacının 01/03/2003-01/06/2014 tarihleri arasında davalı yanında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine” karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili, … köyünün Karatay Belediyesine mahalle olarak bağlandığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, 6360 sayılı Yasa uyarınca … köyü Karatay belediyesine katıldığı için belediyenin davalı olarak gösterildiğini, anılan yasada Büyükşehir Belediyesi olan illerde köylerin tüzel kişiliğinin kaldırıldığını, ilçe belediyelerinin mahallesi haline geldiğini ve aynı yasanın Geçici 1.maddesinin 3.fıkrası uyarınca devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulduğunu,bu nedenle tüzel kişiliğini kaydederek Karatay Belediyesine katılan belediye ve köylerin personel listesi hakkında Valilik bünyesinde kurulan komisyonun karar verdiğini, komisyon kararında davacının isminin bulunmadığını, davacının ismi geçmediğinden ve yerel seçimlerden sonra da bir çalışması bulunmadığından açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın idare mahkemelerinde açılması gerektiğini, 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili, davacının dava edilen dönemde davalı yanında çalıştığına dair kayıt bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, hizmet tespiti için sürekli ve kesintisiz çalışma olgusunun ispatının gerektiğini, davacının koruma bekçisi olması nedeniyle sürekli ve kesintisiz çalışmadığını, genellikle yaz mevsiminde ve ihtiyaç duyulan aylarda kısa süreli çalışma yapıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “Davanın kabulü ile davacının 01.03.2003-01.06.2014 tarihleri arasında … köyünde koruma bekçisi olarak hizmet akdiyle çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; “Davanın görev ve husumet yönünden reddi gerektiğini, davanın kanıtlanamadığını, davacı ile köy muhtarlığı arasında hizmet akdi bulunmadığını, davacıyı köy muhtarlığının istihdam etmediğini, pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini” belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; “Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, sürekli ve kesintisiz çalışmanın kanıtlanamadığını, davacı ile köy muhtarlığı arasında hizmet akdinin bulunmadığını, pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, çalışmanın mevsimlik olabileceğini ve yıl boyunca çalışmanın olamayacağını” belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
B- BAM KARARI
Feri müdahil Kurum ve davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri müdahil Kurum ve davalı … Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçelerinde belirtilen nedenlerle Ankara BAM 11.Hukuk Dairesi Kararının bozulması gerektiğini beyan etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda, yukarıdaki açıklamalar kapsamında yeterli araştırma yapılmadığı görülmekle; davacının kimin yanında çalıştığı hususunun açıklığa kavuşturulabilmesi için Çiftçi Malları Koruma Başkanlığından davacının çalışmasının köy tüzel kişiliğinde mi gerçekleştiği, yoksa ayrı çalışmasının olup olmadığı sorulmalı, çalışmanın şekli saptanmalı, köyde kendi tarlaları var mı, ekim yapıyor mu araştırılmalı, günlere ve mevsimlere göre çalışmanın kısmi ve tam zamanlı olup olmadığı irdelenmeli, ücretinin nasıl ödendiği, her aya karşılık gelecek şekilde ücret ödenip ödenmediği ve davaya konu yıllara göre kimden emir ve talimat aldığı hususları sorularak dava somutlaştırılmalı, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığının işveren olduğunun anlaşılması halinde davaya dahil edilerek yargılama yapılmalı, tüm süre yönünden her dönemi kapsayacak şekilde görev yapan muhtar, öğretmen, imam resen tespit ile dinlenerek çalışma şekli ve süresi net ve ayrıntılı olarak belirlenmeli, ayrıca davacının Tarım Bağkur sigortalısı olup olmadığı Kurumdan araştırılarak,Tarım Bağkur sigortalısı ise ikisinin bir arada nasıl yürütüldüğü sorulmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, feri müdahil Kurum ve davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, kararın bir örneğinin BAM’a, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.