Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/3471 E. 2018/7390 K. 02.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3471
KARAR NO : 2018/7390
KARAR TARİHİ : 02.10.2018

…….

Dava, zamanaşımı nedeniyle ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı dvalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine……… istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
……… verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, 2012/35616 takip numaralı dosya üzerinden 2000-2002 yıllarına ait toplam 13.475,67 TL tutarındaki işsizlik sigortası primi borcu ve 2012/35617 takip numaralı dosya üzerinden 1999-2002 yıllarına ait 105.429,78 TL tutarında prim borcunun tahsili amacıyla gönderilen ödeme emirlerine konu borcun zaman aşımına uğradığı iddiası ile ödeme emirlerinin iptali ve kuruma borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, Davalı vekili: davanın süresinde açılmadığını, davacının……… ortağı ve yetkilisi olduğunu, Kurumun prim ve diğer alacaklarının on yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, takip alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde şirket hissedarlarından alınacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davaya konu ödeme emirlerinin kapsadığı dönemler itibari ile 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi oldukları ve davacı bakımından zamanaşımının geçmiş olduğunu kabul ederek davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Kurum istinaf yolu ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
…….Hukuk Dairesinin 08.03.2017 günlü ilamı ile ……hakkında düzenlediği 2012/35616-2012/35617 takip numaralı ödeme emirlerinin tebligat belgesi üzerine şirketin adı ve adresi yazıldıktan sonra altına … ve adresi yazılmak suretiyle 07.07.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ödeme emirlerinin 2000/8-2002/5 dönemleri arasındaki alacaklara ilişkin olduğu, ödeme emrinin davacıya 07.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 14.07.2015 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Yasa’nın 58/1.maddesinde düzenlenen ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.2001 ve 24.03.2004 tarihli kararlarında hak düşürücü süre olarak belirtilen yedi günlük süre geçmeden davanın açıldığı; borcun ait olduğu yılların aralık ayını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıldan fazla zaman geçtikten sonra ve zaman aşımını kesen herhangi bir işlem bulunmadığı halde 2012/35617 takip numaralı tarihsiz 8261230 numaralı 54.507,26 TL prim ve gecikme zammı ile 2012/35616 takip numaralı tarihsiz 6.593,71 TL işsizlik sigortası primi ve gecikmez zammı borcu nedeniyle ödeme emirleri düzenlendiği, alacağın doğduğu tarih ve 506 sayılı Yasa’nın 80/5. maddesinin 06.07.2004 tarihinden önceki düzenlemesi dikkate alındığında, 6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde kamu alacaklarının tahsili için belirtilen beş yıllık süre dolduktan sonra Kurumun işlem yaptığı anlaşılmış, bu nedenle yerel mahkeme kararının ödeme emrine konu alacağın zaman aşımına uğradığı yönündeki tespitinin yerinde olduğu görülmüş; ödeme emirleri her ne kadar davacı hakkında düzenlenmemiş ise de, ödeme emirleri isim ve adres yazılmak suretiyle davacıya tebliğ edildiğinden davacı hakkında düzenlenmiş ödeme emirleri olduğu kabul edilerek bu konuda herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek duyulmayarak davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ EDEN:
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı davalı Kurum avukatı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
……..Hukuk Dairesince verilen karar, davalı Kurum avukatı tarafından, davacı hakkında yapılan işlemlerde herhangi bir yanlışlık bulunmadığını zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı ve Kurumca bu yönde yapılan işlemlerin yerinde olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Somut olayda; dava dış…… hakkında düzenlenmiş olduğu anlaşılan ve 1999/2-2002/5. Aylara ilişkin prim borcunu içerir ödeme emirleri 07.07.2015 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : …….. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile……. 11.10.2016 tarihli hükmünün ilk iki fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine;
“1-Davanın kabulü ile davacının, davalı Kurum tarafından gönderilen 2012/35616 ve 2012/35617 sayılı takipler nedeniyle kuruma karşı borçlu olmadığının tespitine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren …….. gönderilmesine, 02.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…..