Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2017/1534 E. 2019/5673 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1534
KARAR NO : 2019/5673
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. … ile 1-…. adına Av. … 2-…San. ve Tic. A.Ş. 3- … 4-… adına Av. … 5-… Sigorta A.Ş. adına Av. … 6-… adına Av. … 7-… 8- … 9-… 10-… aralarındaki dava hakkında … Asliye Hukuk (İş)Mahkemesinden verilen 04.05.2016 günlü ve 2008/295 E. – 2016/389 K. sayılı hükmün, davacı Kurum avukatı ile davalılardan … … İşletmeleri A.Ş. vekili, davalı …, …San. ve Tic. A.Ş., …, … vekilleri temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Dosyanın incelenmesinde davalılardan …, … ve …’a gıyabi hükmün usulüne uygun şekilde tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılar.
Aynı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, Muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Yine 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
7201 sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunun tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, gıyabi hükmün,davalılardan …, … ve …’a yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 35. maddeye göre tebliğ edildiği nazara alındığında, anılan davalıların gerçek kişi olduğu, tüzel kişiliğinin bulunmadığı gözetilerek Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağından, mernis adreslerine, gıyabi hüküm yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda usulünce tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesindeki atıf gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra;
2- Davalılardan katılma yoluyla temyiz yoluna başvuran, … ve Müh. San. ve Tic. A.Ş., … ve … vekilleri tarafından, tek bir temyiz harcı yatırdığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen davalıların arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaması nedeniyle hükmü temyiz eden her bir davalı adına ayrı ayrı nispi temyiz karar harcı ve temyiz yoluna başvuru harcı yatırılması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesindeki atıf gözetildiğinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin ödenmemiş veya eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması durumunda, karar veren hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde ödenmesi veya eksikliğin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
Davada ise, yukarıda sözü edilen kanun ve içtihadı birleştirme kararı hükmüne aykırı olarak, temyiz yoluna başvuran davalılardan …Madencilik ve Müh. San. ve Tic. A.Ş., … ve … vekilleri tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Böyle olunca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, muhtıraya rağmen eksik harcın ödenmemesi durumunda, daha önce ödenen harcın hükmü temyiz eden davalılardan hangisi için ödendiği ilgili vekilden sorularak, temyiz harcının tamamını ödemeyen davalılar yönünden şayet temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse anılan ret kararı ilgili vekile tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 01.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi