Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/9466 E. 2018/8431 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9466
KARAR NO : 2018/8431
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

……..
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirttiği şekilde davalı işveren yönünden 5510/21 maddesine göre sigortalının % 100 davalı işverenin % 0 kusurlu olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı … Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Olay 19.10.2010 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik iş kazası sonucu sigortalı…… ölümü sonucu davacı Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tahsili talebidir. Açılan davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. Mahkemece aynı olay ile ilgi farklı mahkemelerce kusur raporu alındığı, bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa’nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve olayla ilgili kurum müfettişince düzenlenen inceleme raporu, tazminat dosyası, ceza dosyası ve ceza dosyasındaki bilirkişi raporları da gözetilmek suretiyle maddi olgunun tespit edilmesi suretiyle olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, buna göre davada kusurlu olan tarafların kusur oran ve durumlarını ayrıştırarak, soyut ifadelere dayanmadan, net şekilde ortaya koyan, oluşa uygun ve mevcut raporlar arasındaki çelişkileri giderebilecek şekilde yeniden alınacak kusur raporu ile varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O halde, davacı Kurum vekillince bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…….