Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/8902 E. 2018/7406 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8902
KARAR NO : 2018/7406
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı … Bilişim İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; 07.10.2010 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik durumuna giren ve daha sonra da vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelir, geçici iş göremezlik ödeneğinin talep edildiği, dosyada alınan 13.11.2013 tarihli kusur raporunda işverene %20, sürücü …’a %80 oranında kusur izafe edildiği, mahkemece kusur raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21 maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücu alacağından sorumluluğu düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 21/4. maddesinde ise, 3. kişinin rücu alacağından sorumluluğu için, kasıt veya kusuruyla iş kazasının oluşumuna etkide bulunma koşulu öngörülmüştür. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücu olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi halinde mümkün olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamaktadır. 5510 sayılı Kanunun kusur sorumluluğunu esas alan 21 maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı açısından uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” hükmü öngörülmüş olup, maddenin açık hükmü karşısında; gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
5510 sayılı Kanunun “Süresinde Bildirilmeyen Sigortalılıktan Doğan Sorumluluk” başlıklı 23’üncü maddesinin 1 ve 2’nci fıkralarındaki düzenlemeye göre; işverenin rücu alacağından sorumluluğu için, çalıştırılan sigortalının işe giriş bildirgesinin süresi içinde Kuruma verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmemiş olması gerekir. Başka bir deyişle; sigortalının bildirimi kanunda belirtilen sürelerden sonra yapılsa bile, zararlandırıcı sigorta olayı işe giriş bildirgesinin verildiği veya çalışmanın Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmiş ise; işverenin anılan düzenleme kapsamında sorumluluğu yoluna gidilemez.
Sözü edilen madde ile; işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir.
Öte yandan; 6098 sayılı … Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören(sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler gereğince sigortalının kusurunun %50’sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak kurum zararının belirlenmesi gerekecektir.
Mahkemece alınan kusur raporları işveren yönünden soyut ifadelere dayanmakta olup, ehliyetli olan bir şoförü çalıştıran işverenin genel trafik kurallarına göre hareket etme zorunluluğu bulunan sürücüyü eğitmesi konusunda kusuru bulunmamaktadır. İşverenin kusuru araçtaki bakım eksikliği, arıza, sigortalının aşırı ve yoğun çalışması gibi hususlar göz önünde bulundurularak ve somut verilere dayanılarak tespit edilmesi gerekir. Bu nedenle alanında uzman bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı … Bilişim İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz, edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMAS1NA, t
emyiz harcının istek halinde davalılardan … Bilişim İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, 03/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.