Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/7663 E. 2018/9810 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7663
KARAR NO : 2018/9810
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamına göre, davalılardan …’ a ait evin izolasyon kaplamasının sigortalı tarafından yapılması esnasında diğer davalı tarafından temin edilen ve izolasyon malzemesini ısıtmada kullanılan tüpün alev alması sonucu sigortalının % 24 oranında sürekli işgöremezlik durumuna girdiği, Mahkemece, davalıların toplam % 75, sigortalının ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı … Kanununun 2. maddesinde “bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacakları” hükmü yer almaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 313. maddesinde hizmet akdi, “Hizmet akti bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen ve gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder” şeklinde tarif edilmiştir. Hizmet akdinden söz edebilmek için belirli bir işin, işverene bağımlı olarak çalışma karşılığında bir ücret mukabili yapılması gerekmektedir.
Aynı Kanunun 355 ve 356. maddelerinde düzenlenen istisna akdinde ise “belirli bir işin belirlenen bedel mukabilinde işverenin mesai kısıtlamasına tabi olmadan yapılıp veya başkalarına yaptırılıp teslim edilmesi” söz konusudur. Hizmet akdinde sürdürülen ve devam eden hizmet, istisna akdinde ise, işten hasıl olacak sonuç önemlidir.
Bu ilkeler doğrultusunda, çalışmanın hizmet akdi kapsamında mı, yoksa istisna akdi kapsamında mı olduğu, işveren sıfatının kime/kimlere ait olduğunun tespiti gerekmektedir.

Somut olayda; Davalıların sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalı ile aralarında hizmet akti ilişkisi olmadığını beyan ettikleri, sadece davalılardan …’ ın sigortalı …’ ın işvereni olmadığının tespiti talebi ile açtığı davanın red ile sonuçlanarak, kesinleştiği, diğer davalı tarafından dava açılmadığı anlaşılmakla, davalının müteveffa kişi ile arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığına dair iddiasının açıklığa kavuşmadığı anlaşıldığından; bu kapsamda, olayın 506 sayılı Kanunun 11/A maddesi kapsamında iş kazası olup olmadığının tespiti için davalı işverenlere (… Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile sigortalıya da dava yöneltilmek suretiyle) dava açılması için süre verilmesi ve dava sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 22.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.