Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/7250 E. 2018/6080 K. 26.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7250
KARAR NO : 2018/6080
KARAR TARİHİ : 26.06.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı, emekli aylığına hak kazındığının tespiti ile emekliliğe hak kazandığı tarihten itibaren ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Dosyadaki belgelerden anlaşıldığı kadarı ile hakkındaki hizmet döküm cetvelinden, 01.06.1985 tarihinde ilk kez 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu anlaşılan davacının doğum tarihinin 01.10.1967 iken, 14.10.1985 tarihli mahkeme kararı ve orada esas alındığı belirtilen sağlık raporuna dayalı olarak, 01.10.1965 olarak değiştirilmesine karar verildiği, 01.10.2014 tarihli tahsis talebi hakkında ise davalı Kurumca davacının sigortalı olduktan sonra yaşını değiştirmesi nedeni ile tahsis şartlarında esas alınan yaş şartının önceki 01.10.1967 tarihi olarak esas alınması ve bu nedenle talebinin reddedilmesi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İş bu davada uyuşmazlık; yaşlılık aylığı bağlanmasında sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı ve bu bağlamda düzeltilen doğum tarihinin ilk defa çalışmaya başlandığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı olan doğum tarihi yerine ikame edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 120/2 maddesinde “yaşlılık, ölüm ve maluliyet sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında; sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı” hükme bağlanmıştır. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1479 sayılı Esnaf Ve Sanatkarlar Ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (Bağ-Kur) ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununda da anılan maddeye paralel hükümler getirilmiştir.
506 sayılı Yasanın uygulanması açısından “yaş koşulunun” gerçekleşmesi, belli süre prim ödenmesi yaşlılık sigortasının uygulanması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle Yasanın 120. maddesi sonradan yapılacak yaş düzeltmelerinde kimi kötü uygulamaları önlemek amacıyla özel bir düzenleme getirmiş belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Buna göre yaşlılık ölüm ve maluliyet sigortalarının uygulanmasında sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğüne kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağını hükme bağlamıştır.
Burada ki yaş düzeltmelerinden kasıt, Mahkeme kararı ile yapılan düzeltmelerdir. Esasen HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararları da bu yöndedir.
Eldeki davada ise, mahkemece, bilirkişi raporuna dayalı olarak davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.07.1985 olarak kabul edildiği anlaşılmakta ise de, öncelikle davacının tüm sigortalılık şahsi sicil dosyasının getirtilmesi ile sigortalılık başlangıç tarihi net olarak belirlenmeli, bu tarihe göre davacı hakkında mahkeme kararı ve yukarıdaki açıklamalar karşısında yeniden yapılacak değerlendirme ile tahsis şartlarının irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereklerinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, mahkemece her ne kadar mahrum kalınan aylıkların yasal faizleriyle ödenmesine dair karar verilmiş ise de, geç ödenen aylıklarda faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi yönünden, aylıkların bağlanmasında Kuruma tanınan 5510 sayılı Yasanın 42. Maddesindeki 3 aylık işlem süresi gözetilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 26.06.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.