Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/6824 E. 2018/7111 K. 26.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6824
KARAR NO : 2018/7111
KARAR TARİHİ : 26.09.2018

…….

Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ödeme emrine konu prim ve işsizlik sigortası primleri borçları yönünden davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı ……. geçici 7. maddesi uyarınca 506 sayılı Kanunun 80. maddesi olup, anılan madde hükmüne göre; “işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.”. Ancak, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8. maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir. Zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu tarihler arasındaki döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, eldeki davada da 2008/10853 ve 2008/10856 sayılı ödeme emirlerinin konusu olan ve 2002/7, 9 ve 10. aylara ait prim ve ait işsizlik sigortası primleri borçlarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gözetilmeden hükmün gerekçe kısmında 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığı, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm gerekçesinin son paragrafının silinerek yerine “6183 sayılı Yasanın 58. maddesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacı aleyhine 2008/10853 ve 2008/10856 sayılı dosya ile başlatılan takibe konu prim, işsizlik sigortası primi borcu ve gecikme zamlarının 2002/7, 9 ve 10. aylara ait olduğu, bu alacakların takip tarihi itibariyle takip konusu yapılan alacakların 06.07.2004 öncesi döneme ait olduklarından 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, tüm ödeme emirlerinin de zamanaşımı süresi geçtikten sonra davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile takibe konu ödeme emirlerinin iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” paragrafının yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……..