Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/2993 E. 2018/5021 K. 22.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2993
KARAR NO : 2018/5021
KARAR TARİHİ : 22.05.2018

…..

Dava, kurumca yapılan sosyal güvenlik destek primi borcu tahakkukuna dair işlemin iptali ile yersiz kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.03.2002 tarihinden itibaren kendisine 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanan davacının…….. işi nedeniy.le 01.01.1998-20.05.2007 arası vergi kaydı, 24.11.2009-16.01.2013 arası hırdavat tekel bayiliği işinden…….. kaydı, 25.04.1989-16.09.2008 arası …….. kaydı, 18.01.1988-19.09.2008 arası ……. işinden sicil kaydı nedeniyle davalı kurum tarafından; 01.09.2003 tarihi sonrası için sosyal güvenlik destek primi tahakkuku yapıldığı, bilahare vergi kaydının son bulma tarihi gözetilerek destek primi tescilinin 20.05.2007 itibarıyla sonlandırıldığı ve davacıya gönderilen 14.01.2013 günlü yazıda 25.01.2010-24.01.2013 arası yersiz kesilen 4.277,04 TL’nin iade edildiğinin bildirildiği (oysa iadeye konu tabloda bu dönemin 2008/10.ay-2012/10.aylar arası olarak görünmektedir.) Öte yandan, 21.03.2011 günlü başvuru üzerine 6111 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını 18 taksitle yapılandıran davacı, en son 01.04.2014 günlü ödemeyle de yapılandırma borcunu bitirmiştir.
Davacı,……. faaliyetine ilişkin vergi kaydının 20.05.2007 itibarıyla son bulduğunu,………… işinden dolayı da destek prim tahakkuku yapılamayacağını beyanla; kurumca yapılan ……. borcu tahakkukuna dair işlemin iptali ile 20.05.2007-24.01.2013 arası yersiz kesintilerin iadesini istemiştir.
Mahkemece, istemin kabulüyle 20.05.2007-25.01.2010 arası yersiz alınan primlerin iadesine karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.

1479 sayılı Kanuna 4956 sayılı Kanun ile, Ek 20. maddeye eklenen 3. fıkrasında “Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50’nci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler……. primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53’üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir.” hükmü getirilmiş olup, daha sonra 5073 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, 24’üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlardan sosyal güvenlik destek primi kesileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan sigortalı sayılmayanları düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasayla değişik 6.maddesinin k bendi; yasanın kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında; kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan, aylık faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin, sigortalı sayılmayacağı düzenlemesini öngörmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde;
a) 01.03.2002 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanan davacının………..nedeniyle başlayan vergi kaydının 20.05.2007 tarihi itibarıyla son bulması, vergiden muaf olsa dahi bu dönemde oda ve sicil kayıtlarının varlığı, giderek 5510 sayılı Yasanın 6/k bendinin 01.10.2008 öncesi dönem yönünden uygulama imkanının bulunmaması karşısında, 01.09.2003-01.10.2008 dönemi yönünden davacı sosyal güvenlik destek prim yükümlüsüdür.
b) 01.10.2008 sonrası dönem yönünden ise, anılan 5510 sayılı Yasanın sigortalı sayılmayanları düzenleyen 6/k hükmü uyarınca yapılacak inceleme ve araştırma sonucu iadeye konu tutar belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken, davalı kurumca hangi dönem/dönemler yönünden sosyal güvenlik destek primi tahakkuku yapıldığı, yine hangi dönem/dönemler priminin davacıya iade edildiği (yukarıdaki kurum yazısı ve eki tablodaki çelişkiler de giderilmek suretiyle) yapılacak araştırmayla saptanmalı ve buna göre iade konusu tutar belirlenmelidir.
c) Öte yandan, 21.03.2011 günlü başvuru üzerine 6111 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını 18 taksitle yapılandıran davacının, en son 01.04.2014 günlü ödemeyle de yapılandırma borcunu bitirdiğinin belirtilmesi ve giderek yapılandırma kapsamında ödenen primlerin artık iadesinin mümkün olmaması karşısında; 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırılan ve ödenen prim borç dönemleri davalı kurumdan sorularak belirlenmeli, davacı istemi ve uyuşmazlık bu çerçevede yeniden değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……