Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/18949 E. 2019/2900 K. 27.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18949
KARAR NO : 2019/2900
KARAR TARİHİ : 27.03.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, davacının Kurum kayıtlarındaki soy isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirttiği gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İncelemeye konu eldeki dosyada; kendisini vekille temsil ettirmeyen davacı asilin 02/12/2013 tarihinde yapılan duruşmada mazeret bildirmeksizin hazır olmadığı, bunun üzerine mahkemece HMK.nun 150.maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra davacının 12.12.2013 tarihki yenileme dilekçesini mahkemeye sunduğu, yenileme dilekçesi vermesi dolayısıyla duruşmalara devam edildiği, 02/07/2015 tarihinde yapılan duruşmaya da mazeretsiz katılmadığı, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken tekrardan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve devamında esasa girilerek yargılama yapıldığı, yine davacının 12/11/2015 tarihli duruşmaya mazeretsiz katılmaması üzerine mahkemece Dosyanın karar aşamasına gelmiş olması, davacının bu aşamada duruşmaya gelmeyerek işlemden kaldırılmasına sebebiyet vermesi Medeni Kanunun anlamında kötü niyetli olduğu, kötü niyetinin olduğu kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi yönünde yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulünün uygulanacağı açıklanmış, 6100 sayılı Kanunun 316. maddesinde, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında, diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işlerde basit yargılama yönteminin uygulanacağı, 447. maddesinde, diğer kanunların sözlü veya seri yargılama yöntemine yollamada bulunduğu durumlarda, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olmakla, şu durumda iş mahkemelerinde basit yargılama yönteminin izlenmesi gerekmektedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne, 4. fıkrada “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmüne ve 5. fıkrada da “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükmüne yer verilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320/4 bendi; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmü içermektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, 6100 sayılı Yasa’nın yukarıda anılan maddeleri gereğince iki kez takipsiz bırakılan davada davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına devam edilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.