Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/18810 E. 2017/2888 K. 04.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18810
KARAR NO : 2017/2888
KARAR TARİHİ : 04.04.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, 07.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine Kurumca bağlanan gelir ve yapılan cenaze giderinden oluşan Kurum zararının davalıdan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, davacı zararının %25’ine tekâmül eden 10.167,22 TL kurum zararının tahsis onay tarihlerinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı işveren avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 16.09.2013 günlü ve 2012/25427 Esas; 2013/16380 Karar sayılı ilamıyla; 506 sayılı Yasanın 92’nci maddesi uygulamasının olup olmadığı ve var ise yarım gelirlerin dikkate alınması gereği ile, sigortalının hak sahiplerinden Erkan’ın gelirden çıkması nedeniyle düşük olabilecek fiili ödeme miktarının dikkate alınması ve tarafsız olan bilirkişilerden, yeniden bir kusur raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek, araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).

Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. …, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. …. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Eldeki davada, mahkemece sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerin 506 sayılı Yasanın 92’nci maddesi dikkate alınarak yarım gelir üzerinden belirlenen peşin değerler ve düşük olduğu anlaşılan Erkan’a yapılan fiili ödemeler dikkate alınarak teselsüle dayalı olarak açılan bir davanın olmaması karşısında belirlenen tutarların davadışı şahısların kusurları dışlanmak suretiyle %23 kusur karşılığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eski kararın yeniden tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, uyulan bozma kararı gereklerine göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalı şirket avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.