Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/1854 E. 2016/3923 K. 22.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1854
KARAR NO : 2016/3923
KARAR TARİHİ : 22.03.2016

Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 17.12.2015

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Yine, HMK 119. maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Davalının temsilcisinde yanılmış olma hali de bu duruma örnek oluşturmaktadır. Davanın, hasımda değil temsilcide yanılma sonucu hatalı açılması halinde husumetten reddedilmeyip gerçek temsilciye davanın yöneltilmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile, “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir
Somut olayda davacının, 22.10.2000-16.04.2012 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti ile kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığının tespitini istediği davada, dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinde ; davacı talebinin davalıya ait olduğu belirtilen Ö… adlı otobüs firmasında geçen çalışmalara yönelik olduğu, fakat Kurum kayıtları irdelendiğinde davalı olarak gösterilen ve aleyhine hüküm tesis edilen davalı gerçek kişi adına işyeri dosyası bulunmadığı, hizmet cetveli itibariyle sigortalı için bildirimde bulunan işverenin Ö… Tic. Ltd. Şti. ünvanlı … işyeri sicil nolu, Otobüs İşletmesi Şoförlük mahiyetindeki işyeri olduğu, yine dava konusu edilen dönem içerisinde dava dışı işverenler tarafından hizmet bildirimlerinde bulunulduğu, ancak mahkemece bu hususlar araştırılıp irdelenmeksizin davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, yapılan değerlendirme ve inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Mahkemece yapılacak iş; kendiliğinden araştırma ilkesi uyarınca, davacı tarafın gösterdiği delillerle yetinilmeyip, davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla öncelikle, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki bilgiler dahilinde, işverenlik sıfatı belirlenmeli, bu kapsamda davacının talep konusu hizmetinin hangi işveren yada işverenler nezdinde icra edildiği tespit edilerek, mevcut çelişki açıklığa kavuşturulmalı, sonucuna göre, gerçek işveren yada işverenler belirlendikten sonra HMK 124. maddesi gereği husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli; usulüne uygun şekilde katılım sağlandıktan sonra onlarında gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.