Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/17327 E. 2017/1342 K. 21.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17327
KARAR NO : 2017/1342
KARAR TARİHİ : 21.02.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece ilk kez verilen 21.03.2012 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile “Davacının, davalının çiftliğinde çalıştığını iddia etmesi nedeniyle davalıya ait çiftlikte ne gibi ürünlerin yetiştirildiği, bu ürünlerin hangi kuruma teslim edildiği ve davacı tarafından teslim edilen ürünler nedeniyle müstahsil makbuzlarının veya tesellüm fişlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dosya arasında davalıya ait 4 adet traktörün bulunduğu anlaşılmasına göre, bu traktörlerin kim tarafından kullanıldığı, traktöre alınan yakıtların kim tarafından alındığı ve davacının bu alım fişlerinde adının geçip geçmediği, yine davalı adına 500 dönümlük bir arazinin olduğu iddia edildiğine göre bu arazilerin ekim, dikim, bakım ve hasat dönemlerinde başka çalışanların olması gerekeceği, bu kapsamda davacıdan başka davalının çiftliğinde çalıştığı anlaşılan kişilerin bulunup bulunmadığı kolluk aracılığıyla tespit edilmeli, ayrıca dönemin uzunluğu dikkate alındığında davacının talep ettiği dönem içerisinde hangi sosyal güvenceden faydalandığı, hayatın olağan akışı içerisinde davacının hastalanmaması ihtimali bulunmadığından hangi kurumdan faydalandığı sorulmalı, yine, davacının ikametinin nerede olduğu muhtarlıktan sorulmalı ve yetiştirilen ürünlerin ekim ve hasat dönemlerinin hangi tarihler arasında olduğu … odasından sorularak, davacının çalışmalarını bilebilecek durumda olan komşu çiftlik işveren veya çalışanlarının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi ”gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mükün değildir.
Mahkemece, davacının ikametgâhının Tekirdağ’da olması ve nasıl davalıya ait çiftliğe geldiği hususu ile komşu çiftlikte 2003 yılından bu yana 1 sigortalının davalı kuruma bildirildiği hususunun dikkate alınması ile davalının teslim ettiği ürünlere dair belgelerin varlığı araştırılmalı, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunmsı nedeniyle, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan … hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurularak, resen belirlenecek tanıkların beyanlarının da alınması ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.