Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/16240 E. 2017/1585 K. 28.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16240
KARAR NO : 2017/1585
KARAR TARİHİ : 28.02.2017

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.02.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına şirket yetkilisi … ile karşı taraf adına Av. … geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın ve şirket yetkilisinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 23.03.2008 günü gerçekleşen iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelir ile yapılan masraflardan oluşan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Yasanın 26. madde hükmü uyarınca davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, ayrıca bir kusur incelemesi yapmaksızın iş müfettişi raporu ile kesinleştiğinden bahisle tazminat dosyasındaki kusur raporunu esas alarak davalı işvereni %100 kusurlu saymak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. Somut olayda, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilen … 2. İş Mahkemesinin 2008/414 Esas ve 2013/475 Karar sayılı tazminat dosyasının kesinleşme durumu araştırılmadığı gibi, kusur durumunun değerlendirilmesinde ilgili dava dosyası celp ile incelenmemiştir.
Hükme esas … 2. İş Mahkemesinin 2008/414 Esas ve 2013/475 Karar sayılı dava dosyasında alındığı ifade edilen, ancak dosya içerisinde görülemeyen ve davalı işverene %100 kusur atfettiği belirtilen 23.04.2010 günlü kusur raporuna itibar edildiği halde, iş bu davanın yargılaması sırasında alınan 17.05.2013 ve 05.01.2015 günlü kusur raporlarıyla davalı işveren yanında, dava dışı üçüncü kişilere ve alt işverenliklere de kusur verildiğinin anlaşılmasına rağmen, kusur raporlarındaki bu çelişkili durum irdelenip giderilmemiş ve iş kazasının oluşumunda üçüncü kişilerin/alt işverenin varlığı ile kusur durumları araştırılmamıştır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır. Bu anlamda, dava dosyası içerisinde yer alan 19.04.2012 tarihli …’in mahkumiyetine esas 31.10.2011 günlü kusur raporuyla; iş kazasının oluşumunda asıl işveren … İnş. Taah. Ltd. Şti yetkilisi …er asli kusurlu, alt işveren … tali kusurlu, asıl işverenin şantiye sorumlusu … tali kusurlu bulunduğu ve giderek, cezada mahkum olan gerçek kişiye az da olsa burada kusur verilmesi gerekirken, kusur incelemesinde hiç gözetilmediği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde yapılması gereken iş; bu tür rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu ile üçüncü kişi veya alt işverenin varlığı ilgili ceza dosyası ve/veya sigortalı tarafından işverene karşı açılmış tazminat dosyaları celbedilip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve varsa çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, hükmü temyiz eden davalı Şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, 28.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.