Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/16083 E. 2016/12340 K. 11.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16083
KARAR NO : 2016/12340
KARAR TARİHİ : 11.10.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, yersiz aylıkların istenilmesine ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İncelenen dava dosyasında, davacıların murisinin 29.03.1991 tarihinde vefat etmesi üzerine, 1479 sayılı yasa kapsamında 811 gün, 506 sayılı yasa kapsamında 271 gün olmak üzere 1082 gün üzerinden 1479 sayılı yasa kapsamında ölüm aylığı bağlandığı, 2013 yılında yapılan incelemede, murise ait bazı hizmetlerin başka bir …’a ait olduğunun tespit edildiği ve sonuç olarak murisin 811 gün zorunlu Bağkur ve 45 gün SSK hizmeti kaldığından ölüm aylığının kesildiği, davacıların daha sonra askerlik sürelerini borçlandığı ve 28.08.2013 tarihli tahsis taleplerine istinaden tekrar ölüm aylığının bağlandığı ancak yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı yasanın 96/b maddesi uyarınca bu aylıktan kesildiği, söz konusu işlemin iptali için işbu davanın açıldığı ve mahkemece, davacıların ilk tahsis talebinde dahi askerlik borçlanmasını yaptırıp ödemek sureti ile muristen aylık bağlanmasına hak kazanacak durumda oldukları belirgin olduğundan Kurumun bir zararından da söz edilemez gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından 1479 sayılı kanunun 41.maddesi murisin vefat tarihi itibariyle “Ölen sigortalının hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için, sigortalının en az 3 tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması şarttır.” hükmüne amir olup, murisin vefat tarihinde en az 3 tam yılının bulunmadığının (856 gün) sabit olduğu ve ancak askerlik borçlanması ile birlikte ölüm aylığı şartları yerine getirildiğinden, borçlanmanın ödendiği tarih dikkate alınması gerekirken, yapılan borçlanmayı geçmişe yürüterek, kurum işleminin yerinde olmadığına dair mahkeme kararında isabetlilik bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.