Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/15382 E. 2019/4069 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15382
KARAR NO : 2019/4069
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 26. ve 87. maddeleridir.
506 sayılı Kanunun 26. Maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
506 sayılı Kanunun 87.maddesinde, “aracı”, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde ise, “asıl işveren-alt işveren” ilişkisinin tanımına yer verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan vb. adlarla anılmaktadır.
Bunlardan; asıl işverenin yanında “taşeron” olarak adlandırılan başka işverenlerinde, işyerinden iş almaları ve kendi sigortalılarını çalıştırmaları ile, uygulama kazanmış olan “asıl işveren-alt işveren” ilişkisini Sosyal Sigortalar Kanunu açısından ele alan 506 sayılı Kanunun 87.maddesi hükmü, tıpkı mülga 1475 sayılı İş Kanununun l/son. 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddelerinde olduğu gibi, aracının yanında asıl işvereni de sorumlu tutan bir içerik taşımaktadır.
506 sayılı Kanunun “üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87. maddesi, “Sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur. Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı denir.” hükmünü içermektedir. Aracının asıl işverenden bir bölüm iş alması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırması, aracı kavramının belirleyici özelliğini oluşturmaktadır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında dosya kapsamı incelendiğinde, her ne kadar işbu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, davalı işverenin %80, sigortalının %20 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş ve mahkemece, birbirini destekleyen bu raporlar doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmiş ise de; ilgili hak sahibi tarafından açılmış tazminat dosyasında, … Müh. İnş. Taah. Tic. Ve San. AŞ nin %80, sigortalının %20 kusurlu kabul edildiği ile … AŞ Genel Müdürlüğü ile … Müh. İnş. Taah. Tic. Ve San. AŞ arasında asıl-alt işveren ilişkisi kabul edilerek asıl ve birleşen davalar yönünden maddi ve manevi tazminatlara hükmedildiği, dosyanın kesinleşmesine ilişkin bir bilginin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmış olup, işbu dava dosyasında ilgililer arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı ilgili tazminata dosyası da gözetilmek suretiyle mahkemece araştırılıp varlığı halinde, kusur oran ve aidiyeti yönünden konusunda uzman bilirkişi heyetinde rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalı, yeniden yapılacak yargılama sonunda karar verilirken, ilk hüküm yönünden temyiz yoluna başvurmayan davalı hakkında Kurum yararına oluşan usulü kazanılmış hak olgusu da gözetilmelidir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.