Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/14767 E. 2018/10862 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14767
KARAR NO : 2018/10862
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, davacının 27.04.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya kapsamında sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik HâkimiTürkan Koçak tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
27.04.1987 tarihinde başlayan vergi kaydı, 02.12.1987 tarihinden başlayan oda kaydı bulunan davacının 25.07.2001 varide tarihli giriş bildirgesine istinaden 04.10.2000 tarihinden itibaren tescilinin yapılan davacı tarafından, 27.04.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında … … sigortalının tespitini talep etmiş Mahkemece, infazında tereddüt oluşturacak şekilde “ 27/04/1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kayıt ve tescil edilmesi ve dava konusu dönemi kapsar şekilde devam ettirilmesi gerektiğinin tespiti şeklinde” karar verilmiştir.
1-1479 sayılı Kanun sistematiğinde, 506 sayılı Yasa’dan farklı olarak, “sigortalılık başlangıç tarihi” kavramı yer almamakta, sigortalı hak ve yükümlülüklerinde (1479 sayılı Yasa 35. ve Geçici 10. maddesi, 29. maddesi ile 21. maddesi) “primi ödenmiş gün sayısı” geçerli kabul edilmektedir.
Ayrıca, davacı asil 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi gereği isticvap edilerek hangi döneme yönelik sigortalılığın tespitini talep ettiği sorularak talebi açıklattırılmalı, açıklanan talebe göre karar verilmelidir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297’nci maddesinde; “…taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, “dava konusu dönemi kapsar şekilde sigortalılığın devam ettirilmesi gerektiğinin tespiti” şeklinde infazında tereddüt oluşturacak şekilde … sıgortalılığının tespitine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Yukarıda, açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak hükümde,davacının talebinin açıklattırılması suretiyle talep edilen sigortalılık dönemi ile ilgili değerlendirme yapılarak infaza elverişli sigortalılık süresi belirlenerek karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.