Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/14487 E. 2019/1673 K. 26.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14487
KARAR NO : 2019/1673
KARAR TARİHİ : 26.02.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, davalı adına yapılan bildirimlerin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkin olup, bu tür davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dosyada, davacı, çalışmalarının bir kısmının annesi olan Havva adı ile geçtiğini, evlendikten sonra kayıtlarının bu kez Aynur olarak geçirildiğini, …isimli çalışanların kendisi olduğunu beyan ederek sigorta kayıtlarının ….olarak düzeltilmesi istemiyle açmış olduğu davada, Mahkemece, “01.09.1978-31.07.1978” şeklinde infazda tereddüt oluşturacak şekilde sigortalılık dönemleri hatalı belirlenerek, ayrıca sigortalılığın aidiyeti hususunda yeterli araştırma yapılmaksızın davacının annesi davalı …’nın hizmet cetvelinin incelenmesinde 14215 sicil nolu Aktaş…A.Ş. işyerindeki hizmeti ile çakışacak şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davalı …’e ait sigorta sicil numarasında geçen çalışmaların birkısmının davacıya ait olduğunun iddia edilmesi nedeniyle davacı adına tespitine karar verilen 29.08.1981 – 29.12.1981 tarihleri arasındaki dönemde davalı anne Hava’nın da çalışmalarının bulunduğu, işe giriş bildirgeleri üzerinde yapılan imza incelemesinde imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacının nüfus kayıtlarında isminin Aynur olduğu ve isim tashihi yapılmamış olmasına rağmen sigorta kayıtlarında ….olarak kaydedildiği, resen bordro tanığı dinlenmeden davacı tanıklarının beyanları ile yetinildiği, tespitine karar verilen sürelerin davacıya aidiyeti hususunun yeterince aydınlatılmamış olduğu anlaşılmakla; söz konusu dönemdeki çalışmaların davacıya mı, davalı anneye mi ait olduğunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti gerekmektedir. Mahkemece, davalı …’in sicil ve tahsis dosyasının celbi ile bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacı ile davalı annenin çalışmaları yönünden bir çakışma bulunup bulunmadığı, çakışma olması halinde hizmetin kime ait olduğunun tespiti ile infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde çakışma ve uyuşmazlık olan/olmayan tüm dönemler ayrı ayrı belirlenmek suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.