Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13943 E. 2018/10610 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13943
KARAR NO : 2018/10610
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanakları 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan … güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan … güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.

Eldeki dosyada, davacı 01.07.1985 tarihi ile 03.08.1985 tarihleri arasında davalı … işyerinde diğer davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemi ile açtığı davada mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada yer alan belgelerden, davacının 01.07.1985 tarihinde davalı işyerinde işe girdiğine dair bildirgenin Kuruma intikal ettiği, ancak işyeri dönem bordrolarında adının bulunmadığı, Kurum tarafından düzenlenen sigorta sicil kartının işyeri dosyasında bulunduğu, davacıya verilemediği, zira 30.07.1985 tarihli “işçi ayrılış fişinde” davacının hiç işe gelmediğine dair not düşüldüğü, dinlenen davacı tanığının bordro tanığı olmadığı, beyanının aradan geçen sürede dikkate alındığında inandırıcılıktan uzak olduğu görülmekle, işyerinin kamu işyeri olması ve 30.07.1985 tarihli işçi ayrılış fişi içeriği gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan …’ne iadesine, 13.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.