Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13896 E. 2017/7221 K. 24.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13896
KARAR NO : 2017/7221
KARAR TARİHİ : 24.10.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı, çalıştığı işyeri ve yaptığı iş itibarıyla 506 sayılı Yasanın ek 5. maddesi gereğince itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne, karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 12.12.2014 tarihli karar Dairemizin 26.02.2015 günlü ve ilamı ile özetle davacının hizmet cetvelinde bildirimler bulunan işyerleri Kurumdan tespit edildikten sonra, davacının görev yaptığı birimler ve görevi sorulup işçi sicil kartı celbedilmeli, tespit edilen davacının çalıştığı işyerlerinde keşif yapılarak, işyerlerinde yapılan işin niteliği ve üretim aşamalarına göre, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın Ek 5/IV. maddesindeki sigortalının çalıştığı yerle ilgili olarak, madde kapsamı da dikkate alınarak, çalışanların itibari hizmet süresinden yararlandırılması gereğine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı; üretim ve üretimle ilgili teknik ve yardımcı birimlerin birbirlerine bağlantı ve uzaklıkları ile bir bölümdeki fiziksel dış etkenlerden diğer bölümlerdeki çalışanların etkilenme dereceleri de belirlenerek; davacı işçinin işyerinde yapmakta olduğu işin niteliğine göre hangi zararlı etkenlerden ne şekilde etkilendiği hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturacak kimya ve makine mühendisi ile hekim ve hukukçu bulunan bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün olmayıp, davaya konu iş ve işyerinin 506 Sayılı Yasanın Ek 5’inci maddesi kapsamına girdiği belirgin ise de, davacı hakkında 01.10.2006-31.01.2007 tarihleri arasında kalan sürede Yozgattaki 37 günlük Şeker Fabrikasına ait işyeri olduğu anlaşılan işyeri ile niteliği anlaşılamayan 1009947 sicil numaralı diğer bir işyeri bakımından işyerinin niteliği ve burada davacının yaptığı işin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu işyerlerinde yapılan iş ve işyerlerinin itibari hizmet kapsamına girebilecek şekilde olup olmadığı hususunda yapılacak keşif ve toplanacak diğer deliller belirlenip, tüm delillere göre davacının iddiası irdelendikten sonra, talebe göre Anayasa mahkemesinin kararı da dikkate alınarak HMK’nun 297’nci maddesine uygun şekilde bir karar tesisi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.10.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.