Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13794 E. 2019/242 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13794
KARAR NO : 2019/242
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kurum işleminin iptali ile tahsis talep tarihi olan 05.02.2015 tarihini takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanması talebine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 25.04.2011 tarihinde açmış olduğu 01.10.1990 tarihinden dava tarihine kadar tarım bağkurlu olduğunun tespiti davasında 01.10.1990- 25.04.2011 tarihleri arasında 4/a sigortalılık süreleri ile çakışan süreler hariç davacının tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş bu karar 12.12.2011 tarihli 21. HD kararı ile onanarak kesinlemiştir. Davacı 6552 sayılı yapılandırma kanunu çerçevesinde prim borçlarını ödemek için kuruma 08.12.2014 tarihinde müracatı ile kurum tarafınfan hesaplanan prim borçlarını 30.01.2015 tarihinde ödeyerek 05.02.2015 tarihinde tahsis talebinde bulunmuş, davalı Kurum 31.07.2015 tarihi itibariyle prim borcu olduğu gerekçesi ile davacıya ödeme bildiriminde bulunulmuş ve davacının pirim borcunu süresinde ödememediği gerekçesi ile tahsis talebi 18.11.2015 tarihi itibariyle redddilmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne 01.03.2015 tarihi itibariyle aylık bağlnmasına karar verilmiş ancak kararda hangi sigorta kolundan aylık bağlanmasına karar verildiği belirtilmemiştir.
Mahkemenin kararı eksik incelemece ve araştırmaya dayalıdır.
Yukarıda anılan kesinleşen ilama göre davacının 4/a sigortalılığı ile çakışan süreler hariç tarım bağkurlu olduğunun tesptine karar verilmiştir. Mahkemece öncelikle davacının hangi sigorta kolundan aylık bağlanması talebinde bulunduğu açıklattırılmalı, davacının sigortalılık, süreleri çakışan sigortalılık süreleri tespit edilerek belirlenmeli ve buna göre prim borcunun bulunup bulunmadğı araştırılmalı , oluşacak sonuca göre bir değerlendirme yapılmalıdır.
Çakışan sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin ilk fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüş, anılan fıkra daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup, buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir. 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Şu durumda 506 sayılı (hizmet akdine dayalı olarak işveren/işverenler tarafından çalıştırılma) ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamında veya 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri çerçevesinde birleşen (çakışan) zorunlu sigortalılık olgusuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir. Davacının 4/a lı ve tarım Bağ-Kur sigortalı olduğu süreler belirlenmeli, prim borcunun bulunup bulunmadığı buna göre aeaştırılmalı ve davacının hangi sigorta kolundan aylık bağlanması talebine göre tahsis koşulları değerlendirilmelidir.
2- Kabule göre de tahsis talebinin kabulüne karar verilirken hangi sigorta kolundan aylık bağlandığına dair tespit yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.