Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13530 E. 2019/469 K. 30.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13530
KARAR NO : 2019/469
KARAR TARİHİ : 30.01.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Şu halde, hukuk hakimi ceza mahkemesinin saptadığı maddi olaylarla bağlıdır.
İnceleme konusu davada; 16.11.2011 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen peşin sermaye değerli gelirin tahsilinin talep edildiği, dosyada alınan kusur raporunda işveren şirket %75,sigortalı %25 oranında kusurlu bulunduğu, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği, … … 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/120 esas,2013/200 karar sayılı, 21.05.2013 tarihli kararı ile sigortalının birlikte çalıştığı diğer işçi …’ün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine hükmedildiği, kararın 09.07.2014 tarihinde Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ceza davasında kaza anında sigortalı ile birlikte çalışan işçi …’ün kaza olayının meydana gelmesinden sorumlu olduğu tespit edilerek mahkumiyeti yönünde karar verilmiş olduğundan ve bu nedenle işbu dosyada da aynı kişiye bir miktar kusur verilmesi gerektiğinden konusunda uzman bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu alınmalı, işverenin, sigortalının ve 3. kişilerin kusur oran ve aidiyetleri belirlenmeli ve sonucuna göre değerlendirme yapılarak hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır olup,bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.