Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13360 E. 2018/10160 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13360
KARAR NO : 2018/10160
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

……

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada, davacı, davalı işverene ait iş yerinde 01.01.2002 – 27.01.2012 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş olup Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, talep konusu döneme ilişkin olarak davacının hizmet cetveline göre kömür satış elemanı olarak …. sicil nolu “toptan perakende kömür satışı” iştigal konulu davalı şirkete ait işyerinde 06.08.2004-15.09.2004 tarihleri arasında sigortalı olarak gösterildiği, “………” adına kayıtlı …… sicil nolu işyerinde 18.02.2006-01.05.2006 tarihleri arasında sigorta bildirimlerinin yapıldığı, davacının 01.05.2006 tarihinde istifa suretiyle işten çıktığına dair davalı kuruma bildirimde bulunulduğu, 30.05.2006-18.04.2007 tarihleri arasında yine aynı işyerinden sigorta bildirimi yapıldığı, 19.04.2007-02.07.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinden eksiksiz olarak sigorta bildirimlerinin yapıldığı, dava dışı …… adına kayıtlı “Halı ve kilim yıkama hiz.” iştigal konulu işyerinden 03.08.2011-27.01.2012 tarihleri arasında sigortalı gösterildiği, bu tarihler arasında yer alan 13.10.2011-17.11.2011 tarihleri arasında 1031489 sicil nolu işyerinden yapılan bildirimlerin, kurum denetmen raporuyla ……..sicil numaralı işyerinde 2010/10-11. aylarına ilişkin bildirimlerin gerçeği yansıtmaması nedeniyle iptali gerektiğinin belirtilmesi üzerine iptal edildiği anlaşılmakta olup bu hususlara ilaveten söz konusu raporda 09.01.2012 tarihinde yapılan denetimde mezkur adreste davalıya ait…… sicil nolu işyerinin faaliyetine son verdiği, aynı adreste …… ait ……sicil nolu halı ve kilim yıkama işyerinin faaliyette olduğu, işyerinin …………. yoklama fişine göre 03.08.2011 tarihinde faaliyete başladığı, davacı …’ün fiilen dava dışı …… ait işyerinde açılış tarihi itibariyle çalıştığı tespitlerine yer verilmiş, 11.07.2011 tarihli ……. ise davacının çalıştığı davalıya ait şube işyerinin 15.06.2011 tarihi itibari ile kapatılmasına karar verildiği hususu tescil edilmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davacının 01.05.2006 tarihinde istifa suretiyle işten çıktığına dair davalı kuruma bildirimde bulunulması nedeniyle istifa dilekçesi bulunup bulunmadığı, istifa dilekçesinin varlığı halinde imzanın davacıya ait olup olmadığı tespit edilmeli, istifanın söz konusu olması halinde 19.04.2007 tarihi öncesinde kalan çalışmaların hak düşürücü süre kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmalı, kurum denetmen raporu ile davacının hizmet cetvelinde yer alan çalışmaları gözetilerek, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı dönemlerde şirket ortaklığı da bulunduğu anlaşılan …’in dinlenmesi suretiyle davacının talep konusu dönemi kapsayacak biçimde hizmet akdinin ve eylemli çalışmasının varlığı ortaya konulmalı, çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……