Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/13300 E. 2019/1003 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13300
KARAR NO : 2019/1003
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, meslek hastalığı nedeniyle sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya ödenen geçici işgöremezlik ödemeleri, yapılan tedavi masrafları ve bağlanan peşin sermaye değerli gelirlerin, 506 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- 506 sayılı Kanun’un 26. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı Kurumca işverene ödettirilir. İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa’nın 26. (5510 sayılı yasa 21), 4857 sayılı Yasa’nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa’nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Kurum sigortalısı Coşkun Beştepe’nin SGK Başmüfettişine vermiş olduğu 20.08.2007 tarihli ifadesinde; davalı şirkette çalışmaya ara verdiği (22.05.2003 – 01.01.2005) dönemde “İzmir’de Hava Kuvvetleri Komutanlığında kalorifer ustası olarak” çalıştığını beyan etmesi karşısında, niteliği gereği bu işyerindeki çalışmalarının da meslek hastalığına yakalanmasında etkili olup olmadığı irdelenmelidir. Bu sebeple mahkemece kurum kayıtlarından sigortalının davalı şirkette çalışmadığı 22.05.2003 – 01.01.2005 tarihleri arasındaki işyerleri tespit edilmeli, meslek hastalığına yakalanmasında etkili olduğunun anlaşılması halinde buna göre kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
2- Davalı … Galvaniz San. ve Tic. A.Ş. vekilinin sürekli işgöremezlik oranına kurum nezdinde itiraz ettiği, mahkemede de bu itirazlarını yinelediği ancak Yüksek Sağlık Kurulunun vermiş olduğu raporlarla yetinilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, sürekli işgöremezlik oranına ilişkin itirazlar doğrultusunda prosedür işletilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.