Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/12937 E. 2017/1337 K. 21.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12937
KARAR NO : 2017/1337
KARAR TARİHİ : 21.02.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyduktan sonra ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf avukatlarınca temyiz etmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; “Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294–301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Eldeki davada, kabul edilen dönem ve tutarlar bakımından da hesap hatası yapıldığının belirgin olduğu anlaşılmakta olup, buna göre maddi hata ile hükmün infazında tereddüt ve çelişki yaratacak şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne varki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. Maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. Maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 2. fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “2-2004/7-2005/2. ay arası prim ve gecikme zamlarından davacının sorumlu olduğu anlaşılmakla, 2011/32591 takip sayılı ödeme emri nedeniyle ve 18.11.2011 tarihi itibari ile 2004/7-2005/2 aylar arasındaki 1.220,18 TL prim aslı ve 2.199,78 TL gecikme zammı toplamından oluşan 3.419,96 TL, 2011/32592 takip nolu ödeme emrinde 18.11.2011 tarihi itibari ile 109,24 TL işsizlik sigortası 196,93 TL gecikme zammı toplamı 306,17 TL üzerinden davacının sorumlu olduğuna ve bu kısımlar yönünden davanın reddi ile kalan kısımlardan davacının sorumlu olmadığına ve ödeme emirlerinin bu kısımlar üzerinden iptaline,” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıdaki temyiz harcının davacıdan alınmasına, 21.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.