Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/12627 E. 2018/9233 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12627
KARAR NO : 2018/9233
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

……

Dava, hizmet tespiti ile yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanarak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; davacının, dava konusu dönemdeki çalışmasının gerçekliği, işin, işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; özellikle davacıya ilişkin kısımlar olmak üzere müfettiş raporunun tümü Kurumdan celbedilmeli; varsa ceza davası sonucu araştırılmalı; puantaj kayıtları, ücret tediye bordroları, hasta sevk kağıtları, yaptığı işe göre davacının isim ve imzasını taşıyan sevk irsaliyesi, posta ve kargo alındı makbuzları, fatura ve benzeri hertürlü belge davalı işverenden celbedilmeli; ilgili ticaret odasından kapasite raporu celbedilmeli, muhtasar beyannameleri ilgili vergi dairesinden celbedilmeli; kapasite, üretim adedi, ciro, elektrik, su tüketimi ve makine parkına göre çalışması gereken sigortalı sayısı, gerektiğinde, alanında uzman tekstil mühendisi, mali müşavir ve hukukçudan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak belirlenmeli; yargılama aşamasında dinlenen tanıkların sıfatlarına ilişkin belgeler temin edilmeli; dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Ayrıca davacı adına düzenlenen 15.11.2006, 11.03.2010, 17.03.2010 tarihli trafik cezalarının, hangi plakalı araçları kullanması sebebiyle düzenlendiği tespit edilerek, bu araçların, davalı işveren işyerinde kullanılan araçlar olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre değerlendirme yapılmalıdır.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…..