Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/12462 E. 2018/10234 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12462
KARAR NO : 2018/10234
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan … vekillleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava, 28.06.2007 tarihinde trafik iş kazasına maruz kalarak sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle oluşan Kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunu’nun 9, 10 ve 26. maddeleridir.
Meydana gelen trafik iş kazası nedeniyle davacı kurumun 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeye dayalı olarak dava açtığı ve bu kapsamda mahkemece 9 ve 10. madde şartlarının davaya konu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususları araştırılmaksızın karar verilmiştir.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) “İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli – taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür.” düzenlemesini öngörmektedir.
Anılan Yasanın 10. maddesine göre ise, 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Öte yandan, Mahkemece, 9 ve 10. madde şartlarının gerçekleştiği kanaatine varıldığı takdirde, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T. – 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “…Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme…” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, en az %50 oranında indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, vefat eden sigortalının davalı yanında çalışmasına ilişkin, davacı Kuruma zamanında verilmiş bir işe giriş bildirgesinin varlığının araştırılması ve bunun için de sigortalının kurumdaki tahsis ve sigortalılık şahsi dosyası da getirtilmek suretiyle …’in işverenliği ve …in işveren vekilliği irdelenerek (kimin işçi olduğu net belirlenerek) sigortalı adına davalı işverenden herhangi bir işe giriş bildirgesinin verilip verilmediğine bakılarak 506 sayılı Kanunun 9 ve 10. madde şartlarının davaya konu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmeden karar verilmiştir.
2-Mahkemece, hükme esas alınan 25.03.2014 tarihli tek bilirkişiden alınan kusur raporu yeterli ve hüküm kurmaya elverişli değildir. İlgili raporda davalı işveren …’a %20, aracı kullanan sigortalıya %80 kusur oranı verilmiştir. Davalı işverene verilen kusur oranının gerekçesi olarak da E sınıfı sürücü belgesi olan sigortalıya işverenin ayrıca ilave ileri sürüş eğitimi verdirmesi gerektiği olarak belirtilmiştir.
O halde Mahkemece; davalı nakliye işyerinde E sınıfı sürücü belgesine sahip sigortalıya ileri sürüş ek eğitimi verilmesinin yasal zorunluluk olup olmadığını yöntemince araştırılmalı, bu husus da göz önünde bulundurularak yeniden sigortalı, işveren ve diğer davalıların kusurunun aidiyetinin ve oranlarının belirlenmesi için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve raporlar arasında çelişki oluşması halinde bu çelişkiler giderilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıda açıklana maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ile davalı … vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Bilgül Yeşilyurt’a iadesine, 05.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.