Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/11407 E. 2018/9661 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11407
KARAR NO : 2018/9661
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

…..

Dava, davacı … adına düzenlenen idari para cezalarının ihtiyaten durdurulması ve davalıların davacıların yanında çalışmadığının tespiti ile …’ın işveren olmadığından sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanakları 5510 sayılı Kanunun 86. ve 102. maddeleridir. 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde “…İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.” hükmüne yer verilmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
İnceleme konusu davada; davalı Kurum tarafından davacı … adına, davalılar …….’u sigortasız çalıştırdığının tespit edildiğinden bahisle prim belgelerini ve işyeri bildirgesi vermemekten dolayı idari para cezası düzenlendiği, 23.11.2012 tarihinde davacıya tesliğ edildiği, idari para cezasına karşı süresinde ilgili tarafından kurum komisyonuna itiraz edilmiş ise de 18.12.2012 tarihli, 48 sayılı komisyon kararı ile itirazın reddedildiği ve red kararının 31.12.2012 tarihinde davacı …’a tebliğ edildiği, davalıların davacılara ait marangozluk işyerinde çalıştıklarına dair beyanlarına istinaden jandarma tutanağı düzenlendiği, daha önce … tarafından işletilen doğrama ve marangozluk işyerini 31.08.2004 tarihinde oğlu …’a devrettiği, mahkemece davanın … yönünden usulden reddine,… yönünden davanın kabulü ile işveren olmaması nedeniyle aksine kurum işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı … ilgili işyerini 31.08.2004 tarihinde …’a devretmiş olduğundan işveren sıfatı bulunmamaktadır. Ayrıca davalı Kurum tarafından davacı … adına idari para cezası tanzim edilmiş olduğundan davacı …’ın dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bununla birlikte 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi gereğince idari para cezasının iptali için idare mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, bu konuda iş mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, idari para cezası ile ilgili talep hakkında yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda belirtildiği üzere, bütün talepler hakkında açık ve infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç :Hükmün 1 nolu bendinin hükümden çıkarılarak yerine;
“Davanın kısmen kabulüne,
Davacı … yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine,
Davacı … yönünden işveren sıfatı olmadığının ve davalıların … nezdinde çalışmadığının tespiti ile aksi kurum işleminin iptaline,
İdari para cezasının iptaline yönelik talep konusunda idari yargının görevli olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine,” bendinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

………